Untitled Document

MENKIBE........................ TEVBEKÂR OLMAK

Bir hatasından dolayı Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem kendisini affetmeyince dağlara çıkan Abdullah bin Zeyd bin Salebe radıyallahü anh; “Yâ Rabbî, benim hâlim ne olacak?” diyerek deliler gibi dolaşmaya başladı. O dağdayken, Resûlullah Efendimize vahiy meleği gelip dedi ki:
- Yâ Resûlallah! Cenâb-ı Hak sana selâm ediyor ve buyuruyor ki: “O kuluma haber ver müjdele ki, kendisini affettim.”
Peygamber Efendimiz Eshâbını toplayıp sordu:
- Salebe’yi kim bana getirir?
Hazret-i Ebû Bekir ile Hazret-i Ömer; “Biz getiririz, yâ Resûlallah” dediler. Bunlara Hazret-i Selman ve Hazret-i Ali de katılıp beraber dağa çıktılar. Her tarafı aradılar izine rastlayamadılar. Nihâyet bir çoban yerini söyledi. O yere gittiler. Salebe’yi, sec-deye kapanmış, ağlıyor buldular. Yanına varıp dediler ki:
- Ey Salebe! Rabbin seni af etti.
Salebe doğruldu ve sordu;
- Muhammed aleyhisselâm ne hâldedir?
- Bizi o gönderdi, seni bekliyor.
Yola çıktılar. Şehre vardıklarında, sabah namazı vakti olmuştu. Hemen abdest alıp mescide gittiler. Salebe’nin tuhaf bir hâli vardı. En son namaz safına zorla durdurabildiler. Resûlullah imamdı. Tekâsür sûresini okumaya başladı. Birinci âyeti okur okumaz, Salebe bir çığlık attı. İkinci âyeti okuyunca daha büyük bir çığlık atıp, yere yıkıldı. Peygamber Efendimiz namazı bitirdikten sonra baktılar ki, o çoktan ruhunu teslim etmişti...
Sonra, yıkanıp, kefenlendi, namazı kılınarak mezarlığa gö-türüldü. Mezarlığa vardıklarında, Peygamberimizin ayaklarının ucuna basarak yürüdüğü gö-rüldü. Cenaze dönüşünde, haz-ret-i Ömer bunun sebebini sorduğunda buyurdular ki:
- Yâ Ömer! Tevbekâr Salebe’nin cenazesine katılan meleklerin çokluğundan ayaklarımı basacak yer bulamadım.
Sonra da şu meâldeki, âyet-i kerîme nâzil oldu:
(Ve onlar, bir günah işledikleri, yahut kendi kendilerine zulmettikleri vakit, Allahı hatırlayarak hemen günahlarının bağışlanmasını isteyenlerdir. Günahları Allahtan başka kim bağışlar. Bir de onlar, işledikleri günah üze-rinde bile bile ısrar etmeyenlerdir. İşte, onların mükâfâtı Rablerinden bir bağışlama ve altından ırmaklar akan Cennettir ki, orada ebedi kalacaklardır. Böylelerinin mükâfâtı ne güzeldir.)  [Âli imrân-135,136]



Erkek: Bedreddin - Kız: Elif - Yemek: Mantar çorbası, Fırında tavuk, Bulgur pilavı, Hoşaf.



Featured Image 01