MENKIBE......... İHLASLI KIZ
Şâh Şücâ Kirmânî hazretlerinin evlenme çağına gelmiş güzel ve ihlaslı bir kızı vardı. Kirman valileri ona talipti. Şah onlardan üç gün mühlet istedi. Bu üç gün içinde câmileri dolaşıyordu. Nihayet bir gün huşû içinde, çok güzel namaz kılan bir genç gördü. Namazı bitinceye kadar onu seyretti. Sonra yanına gidip sordu:
- Ey genç, evli misin?
Genç ona cevap verdi:
- Hayır efendim.
- Kur’ân-ı kerîm okuyan, takva sâhibi ve güzel bir kızla evlenmek ister misin?
- Bana kim kızını verir ki. Dünyada 3 gümüş dirhemden başka hiçbir şeyim yok.
- Ben veririm. Bu 3 gümüşün biri ile ekmek, biri ile katık, biri ile güzel koku satın al.
Şah Şücâ hazretleri, kızını o genç ile evlendirdi.
Gelin kız, o fakir gencin evine girdiğinde, bir kuru ekmek parçası görüp sordu:
- Bu nedir?
- Senin nasibindir. Yarın sabah yemen için ayırmıştım.
Şah’ın kızı hemen kapıya yöneldi. Evet, babasının evine doğru gitmeye hazırlanıyordu. Bunu fark eden genç şöyle söylendi:
- Ah! Ben bir Şah kızının benimle bir ömür yaşayamaya-cağını biliyordum zâten!..
Kızcağız bu sözleri işitince dönüp dedi ki:
- Ben senin fakirliğine bir şey demiyorum!.. Sen akşamdan sabahın ekmeğini hazırlıyorsun, ben ise babama şaşıyorum, bunca senedir yanındayım bana; “Seni haramlardan kaçan, dünyayı hiç düşünmeyen biriyle evlendireceğim.” derdi. Bugün öyle birine verdi ki Rabbine itimat etmiyor, rahat içinde bulunmuyor. Bu evde; “Ya ben kalırım, ya bu ekmek!” Artık kararını ver.
Bu sözlerden çok etkilenen genç, böyle takvâ sâhibi bir kızla evlendiği için şükretti. O ekmeği de hemen kapı komşusu bir fakire verip geldi. Şahın kızıyla mesut bir hayat sürdü...