Untitled Document

MANZUM MASAL....... SIR SAKLAMAK

Evvel zaman içinde, bir oduncu yaşarmış,
Baltası omuzunda, birgün ormana varmış.
Ağaçların dibinde, bir kuru kafa görmüş,
Muziplik olsun diye, kafaya selâm vermiş.
O kafa selâm alıp, der; “Ve aleykümselâm” 
Bu cevap üzerine, şaşırıp kalmış adam.
“Yanlış mı duydum acep, konuştu kuru kafa,”
Kuru kafa gülerek, hemen başlamış lâfa;
“Merak etmiyor musun, niçin böyle oldum ben?
Doğru-yanlış demeden, söz söyleyen dilimden...
Sır saklamak bilmeyen, her şeyi söyleyen dil,
Muhakkak benim gibi, olur bunu iyi bil!.”
Bunu duyan oduncu, odunlardan vazgeçmiş,
Kasabaya dönerek, herkese ilân etmiş:
“İskeletle konuştum! Var mı benim gibisi?”
Hükümdara duyurmuş, aceleci birisi...
Hükümdar emir vermiş, iki tane askere;
“Gidin kuru kafanın, bulunduğu o yere!
Konuşur ise eğer, alın bana getirin,
Yalansa oduncunun, işini siz bitirin!”
Oduncuyu alarak, tekrar geri giderler,
“İşte kafa burada, konuş görelim!” derler.
Adam kendinden emin, gülerek selâm vermiş,
Fakat kuru kafadan, hiçbir cevap gelmemiş.
“Aman ha kuru kafa! Unuttun mu sen beni?
Hani demin konuştuk, duymuştum ben sesini.
Esselâmü aleyküm! Bir cevap ver ne olur?”
Asker; “Çok saçma!” deyip, kafasını uçurur.
Oduncunun kafası, yuvarlanarak gelir,
“Ve aleyküm selâm!” diye bir ses yükselir.
“Ey oduncu! Ben sana, demedim mi o dilin,
Söyler ise herşeyi, ben gibi olur hâlin!..”

DÜNKÜ CEVAP: Yaşlı ağaçların, gövdesi değil yalnız dalları uzar.



Erkek: Nureddin - Kız: Necla - Yemek: Ezogelin çorbası, Haşlama et, Salata, Meyve.

Featured Image 01