MANZUM ŞİİR...... HOCA’NIN AZARI
Günlerden birgün Hoca, çatıya çıkıp bakar.
Çünkü az bir yağmurda,içeri hep su akar.
Der ki: “Kiremitleri, bir elden geçireyim!
Hava iyiliğinde, bu işe girişeyim!”
Kırıkları ayırır, sağlamı yerleştirir.
Hem de iyi bir işle, zamanı geçiştirir.
Ter içinde kalsa da, çok da hoşuna gider.
“Faydalı şeyler yapmak, ne kadar güzeldir!” der.
Bu sırada bir adam, Tak! Tak! Kapıya vurur.
Bir yandan da olmadık, bir sürü lâf savurur.
“Ne istersin? der Hoca; Vurup durma kapıya.
Varsa bir diyeceğin, çık da söyle, çatıya!”
Adam der ki: “Aşağı, sen in de söyleyeyim!
Bu kibiri bırak da, bir yüzünü göreyim!”
Hoca, Lâ havle çeker, ve yavaş yavaş iner.
Karşılaşınca, adam: “Bana sadaka ver!” der.
Hoca, bakar ki, adam, kelli-felli birisi.
Ve asla görünmüyor, fakirlikle ilgisi.
Hiç istifini bozmaz, “Peki, der, gel yukarı!”
Adam çatıya gelir, var ya ondan çıkarı!
“E, der Hoca, Maşallah, sapasağlam adamsın!
Çalışmadan almaya, hiç de mi utanmazsın?”
“İnsafın yok mu?” deyip, adam şaşkına döner.
“Beni bunun için mi, çatıya çıkardın?” der.
Hoca terini siler, Hem de adamı süzer.
Bir yandan da konuşur: “Hadi! Yürü! Yürü!” der.
“Hiç kimse bana böyle, ne el açtı, yalvardı.
Ben, çatıdan inerken, sende insaf mı vardı?”
M. Halistin Kukul
DÜNKÜ CEVAP
Erkek: Sıtkı - Kız: Mine - Yemek: Sebze çorbası, Karnıyarık, Keşkül.