Untitled Document

MENKIBE........... ABDULLAH BİN CAHŞ

Abdullah bin Cahş hazretleri orta boylu, çok yakışıklı bir zât idi. Peygamber efendimizi pek ziyâde severdi... Hicretin üçüncü senesinde yapılan Uhud Harbinde büyük kahramanlıklar gösterdi. Bu mübarek yiğitliğin sembolüydü. Sa’d bin Ebî Vakkas hazretleri, Uhud Harbi’nde Hazret-i Abdullah bin Cahş ile arasında geçen konuşmayı şöyle anlatır:
Uhud Savaşının çok şiddetli devam ettiği bir andı. Birdenbire yanıma sokuldu, elimden tuttu ve beni bir kayanın dibine çekti ve şunları söyledi:
“Şimdi burada sen duâ et, ben âmin diyeyim. Ben de duâ edeyim, sen de âmin de!”
Kabul edip şöyle duâ ettim:
“Allahım! Bana çok kuvvetli ve çetin kâfirleri gönder! Onlarla kıyasıya vuruşayım! Hepsini öldüreyim! Gâzi olarak, geri döneyim!”
Benim yaptığım bu duâya bütün kalbiyle âmin dedi. Sonra kendisi duâ etmeye başladı:
“Allahım! Bana zorlu kâfirler gönder! Kıyasıya onlarla vuruşayım! Cihadın hakkını vereyim! Hepsini öldüreyim! En sonunda birisi beni şehîd etsin! Sonra dudaklarımı burnumu, kulaklarımı kessin. Ben kanlar içinde senin huzuruna geleyim. Sen bana;
“Abdullah! Dudaklarını, burnunu, kulaklarını ne yaptın? diye sorduğunda; “Allahım, ben onlarla çok kusur işledim, yerinde kullanamadım. Senin huzuruna getirmeye utandım. Sevgili Peygamberimin de bulunduğu bir savaşta, toza toprağa bulandım da öyle geldim!” diyeyim, dedi.
Gönlüm böyle bir duâya âmin demek arzu etmiyordu. Fakat önceden söz verdiğim için mecburen âmin dedim...
Daha sonra, kılıçlarımızı çektik, savaşa devam ettik. İkimiz de önümüze geleni deviriyorduk. “Allah!.. Allah!..” diye çarpışırken Abdullah’ın kılıcı kırıldı.
O anda Sevgili Peygamberimiz O’na bir hurma dalı uzatarak, savaşa devam etmesini buyurdu. Bu dal bir mûcize olarak kılıç oldu ve önüne geleni kesmeye başladı. Birçok düşmanı öldürdü. Sona doğru Ebül-Hakem isminde bir müşrikin attığı oklarla arzu ettiği şehâdete kavuştu...
Şehîd olunca kâfirler bu mübârek şehîdin cesedine hücum ederek burnunu, dudaklarını ve kulaklarını kestiler. Her tarafı kana boyandı. Harp bittikten sonra Hazret-i Abdullah bin Cahş’ı ve dayısı “Seyyid-üş-şühedâ” yanî “Şehidlerin efendisi” Hazret-i Hamza’yı aynı kabre defn ettiler...

 



Erkek: Bedir - Kız: Gülçin - Yemek: Mercimek çorbası, Izgara balık, Salata, Meyve.

 



Featured Image 01