SOHBET......... PEYGAMBERİMİZİN NÛRU
Mevâhib-i Ledünniyye kitâbında ve Zerkânî'nin (Rahmetullahi teâlâ aleyh) bu kitâbın şerhinde buyuruyor ki:
“Abdüllah bin Abbâsın (Radıyallahü anh) bildirdiği hadîs-i şerîfte; (Benim dedelerimin hiçbiri zinâ yapmadı. Allahü teâlâ, beni, tayyîb, yâni temiz babalardan, temiz analardan getirdi. Dedelerimden birinin iki oğlu olsaydı, ben bunların en hayırlısında, en iyisinde bulunurdum.) buyuruldu.”
Âdem aleyhisselâm, öleceği zaman, oğlu Şît aleyhisselâma dedi ki: “Yavrum! Bu alnında parlayan nûr, son Peygamber olan Muhammed aleyhisselâmın nûrudur. Bu nûru, mü’min, temiz ve afîf Hânımlara teslîm et ve oğluna da böyle vasiyet et!”
Muhammed aleyhisselâma gelinceye kadar, bütün babalar, oğullarına böyle vasiyet etti. Hepsi, bu vasiyeti yerine getirip, en asîl, en kibâr kız ile evlendi. Nûr, temiz alınlardan, temiz kadınlardan geçerek, sâhibine ulaştı.
Şevâhid-ün-Nübüvve kitâbında buyuruluyor ki:
“Muhammed aleyhisselâmın zerresini taşıdığı için, Âdem aleyhisselâmın alnında nûr parlıyordu. Bu zerre, hazret-i Havvâ'ya ve ondan da, Şît aleyhisselâma ve böylece, temiz erkeklerden, temiz kadınlara ve temiz kadınlardan temiz erkeklere geçti. O nûr da, zerre ile birlikte alınlardan, alınlara geçti.”
Kısas-ı Enbiyâ kitâbında da buyuruluyor ki:
“Resûlullahın sallallahü aleyhi ve sellem dedelerinden birinin iki oğlu olsa, yâhut bir kabîle iki kola ayrılsa, Hâtem-ül-Enbiyânın sallallahü teâlâ aleyhi ve sellemin soyu, en şerefli ve hayırlı olan tarafda bulunurdu. Her asırda, onun dedesi olan zât, yüzündeki nûrdan belli olurdu. İsmâ’îl aleyhisselâmın alnında da bu nûr vardı. Sabâh yıldızı gibi parlardı. Bu nûr, ona babasından kalmış, bundan da evlâtlarına geçerek, Me’add ve Nizâr'a gelmişti. Bu nûr, Muhammed aleyhisselâmın nûru idi. Âdem aleyhisselâmdan beri, evlâttan evlâda geçerek, asıl sâhibi olan Hâtem-ül-Enbiyâ hazretlerine gelmiştir. Böylece, Âdemoğulları içinde, Muhammed aleyhisselâmın nûrunu taşıyan, seçilmiş bir soy vardı ki, her asırda, bu soydan olan zâtın yüzü pekçok güzel ve parlak olurdu.” Ahmet Demirbaş TÜRKİYE GAZETESİ 16.10.2021