Untitled Document

TARİH.............................. SÜLEYMAN ÇELEBİ ve MEVLİD

Mevlid-i şerif; münâcaat, velâdet, risâlet, mîrâc, rıhlet ve duâ olmak üzere, 6 kısımdır. Bu destanlaşan şiirin yazarı Süleyman Çelebi, Bursa eşrafındandır. Dedesi Mahmûd Bey, Rumeliye sal salan, Şehzade Süleymân’ın silah arkadaşıdır, şehidin adını torununa koyar. Çelebi, en gözde mekteplere gider, en ünlü alimlerin önünde diz kırar. Gün gelir Dîvân-ı hümâyûn’da Yıldırım Bâyezîd’e imam olur, derken Ulucâmi’de vazifeye başlar. Yaşı 60’a dayandığı günlerde (H.812) kürsüye çıkan İranlı bir vâiz, Bekara sûresinin 285. âyet-i kerîmesini “Hazret-i Muhammed, Hazret-i İsâ’dan üstün olamaz...” diye açıklayınca cemaatten biri; “Be hey câhil! Elbette bizim Peygamberimiz diğerlerinin üstündedir. Bu âyeti kerîmeyi nübüvvet ve risâlet yönünden fark yok şeklinde açıklamalıydın...” der. Süleymân Çelebi’nin diline mısralar dolanır. 
Ölmeyüb İsâ göğe bulduğu yol,
Ümmetinden olmak içindi ol.
Dahî hem Mûsâ elindeki asâ,
Oldu O’nun izzetine ejderhâ.
Çok temennî kıldılar Hak’dan bunlar,
Kim Muhammed ümmetinden olalar.
Gerçi kim bunlar dahî mürsel durur.
Lâkin Ahmed efdâl-ü-ekmel durur. 
Süleymân Çelebi söze Allahü teâlânın ism-i şerîfi ile başlar. Server-i âlemin temiz, pak ceddinden ve alınlarında parlayan nûrdan söz açar. Kutlu doğuma geniş yer ayırır ve annesinin o an neler duyup, neler gördüğünü yazar. Bütün mahlukatın, hatta zerrelerin neşesini dillendirir. 
Yanık şiir; hem içli, hem öğreticidir. Sadedir, sami-midir... Arasıra nazireler yazılsa da onun yerini tutamaz. Mevlid-i şerif; Arapça, Farsça, Rusça, Boşnakça, Urduca, İngilizce, Çerkezce’ye... çevrilir ve kıtalar ötesinde yankılanmaya başlar. Dinlenme oranına göre, Süleyman Çelebi tek şiiriyle Puşkin, Goethe, Rimbaud ve Lord Byron’un şiirlerinin toplamına fark atar.
Ön sözde; Muhammed aleyhisselâmı bütün yaratılmışların sebebi, en şereflisi ve azîzi yapan, makâm-ı Mahmûd ile şefâat hakkı veren, bütün Peygamberlerden üstün kılan, ismini O’nun ismiyle yanyana yazan, Allahü teâlâya hamd-ü-senâlar olsun. Muhammed aleyhisselâm, Allahü teâlânın indinde çok makbûldür, melekleri O’na yardımcıdırlar. Ağaçlar, toprak ve taşlar, O’nunla konuştular. O’nu se-venler dünyada ve âhırette kurtulurlar. O’na düşman olanlar kovulup, Cehennem’e atılırlar...
Ahmet Arvas             TÜRKİYE GAZETESİ     24.10.2006



Erkek: Ercüment - Kız: Hande - Yemek: Yayla çorbası, Fırında makarna, Şekerpare.

 



Featured Image 01