ŞİİR............... BALKAN SAVAŞI

Balkan Savaşı’nın yüzüncü yılında,
Rahmetli ninemi hatırladım birden,
Amcam Mehmet’i taşımıştı sırtında,
Kaçmıştı Türkiye’ye Bulgar zulmünden!
     Sırtına giymiş, yeşil feracesini,
    Ocakta kalmış, kuru fasulyesini,
    Anlattı uzun yıllar hikâyesini,
    Kaçmıştı Türkiye’ye Bulgar zulmünden!
Yıl, bin dokuzyüz on iki, gece kuz, ayaz,
Annesini Bulgar kesmiş, dilde niyaz,
Dedem Sarıkamış’ta ortalık beyaz,
Kaçmıştı Türkiye’ye Bulgar zulmünden!
    Altı yıl sonra dedem, dönmüş askerden,
    Bitler yuva yapmış, vücudu seferden,
    Ninem, aranmış geldiği yerlerden,
    Kaçmıştı Türkiye’ye Bulgar zulmünden!
Yeşil ferace, şimdi seccadem oldu,
Ninemin hatıraları nurla doldu,
Ninem, Rabbime giden aydınlık yoldu,
Kaçmıştı Türkiye’ye Bulgar zulmünden!

TARİH ............     OSMANLILARDA HAREM (2)

Bundan sonra küçük yaşta saraya alınıp yetiştirilen câriyelerle evlenmeyi tercih etmeye başladı. Bunun sebebi, câriyelerin, saray terbiyesiyle yetiştirilen güzel, zeki ve iyi huylu kızlar olmasıdır. Pâdişahla evlenecek kızların seçimi, haremin reisi olan vâlide sultana âittir. Bunları kendi dairesinde hususi terbiye eder. İcap ederse dışarıdan hocalar getirtilir. Şiir ve edebiyat, dînî ilimler ve tarih öğretilir. Bunlar tahsilini bitirince, pâdişah veya şehzâde ile evlenir.
Pâdişahların câriye kızlarla oturup zevk ve safa yapması vâki değildir. Hele câriyelerle eğlenmesi gibi hâdiseler, Batılı roman yazarı ile ressamlarının uydurmasıdır.
Sultan Abdülmecid Hân zamanında köle ticaretinin yasaklanmasıyla câriye sayısı çok azaldı. Bunun üzerine Anadolu’ya hicret etmiş olan Kafkasyalı ailelerin kızları küçük yaşta saraya alınıp terbiye edildi.                          

TÜRKİYE GAZETESİ                        14.03.2016

DÜNKÜ CEVAP