Untitled Document

HATIRA................ BİR AFRİKA GEZİSİ (2)

Mektepteki sıraları dışarı çıkarttım. 100 tane plastik tabak getirmiştim yanımda. Hep birlikte oturduk sofraya. Yiyen bir daha yedi. Kesim için medresenin futbol sahasını gözüme kestirdim, zemin yemyeşildi zira. Yanımızda kova kova su. Bütün hayvanları tek tek kendim kestim. Etlerin hepsini dağıttık, kelleler paçalar da paylaşıldı, işkembeleri bağırsakları bile yıkayıp pakladılar. İslâm cemiyeti baş-kanı imamları çağırmış, kimine bir dana eti verdi, kimine iki. Alıp götürdüler köylerine kasabalarına.
Bu arada yerli basın geldi, Türkiye’yi anlattık, bu kadar olduğunu bilmiyorlarmış, dinlediklerine şaşırdılar.
Uganda’da yoksulluk var ama açlık asla. Sadece muz yeseler doyarlar. Muzun kilosu bin şilin. Yaklaşık bir lira. Ufacık şişe suyu iki lira.
Mısır unundan bir bulamaçları var “paşo”. Her öğün onu yiyorlar. Elektrik yaygın değil, olan yerde de pahalı geliyor. Evlerde kapı yok bir çaput asıyorlar pervaza. Tuvalet çalıların arasında. Banyo mu dediniz? Leğenini nereye koyarsan orada. Her evde 10 kadar çocuk, elektrik yok, tüp yok, çalı çırpı top-layıp ateş yakıyorlar. Sazdan kulübelerde yaşıyor ama hâllerinden memnun görünü-yorlar. Dertleri zevk ediniyor, gülmeyi beceriyorlar. 
Uganda Devletinin gücü belli, halk yeterli sağlık hizmeti alamıyor. Kısmetse ay başında bir hekim grubuna katılıp orada olacağım. Hayalim orada mescidi, mektebi, medresesi, aşevi, yetimhanesi, reviri olan bir “Türk külliyesi” yaptırmak. Nasip olur mu bilmem.
Yemekler yendi, etler dağıtıldı. İnsan; “Keşke daha fazla şeyler yapabilseydim.” diyor onlara. Uganda’nın köy mescitleri saptan, samandan, buna rağmen cemaatten ta-viz vermiyor, ihlâsla saf tutu-yorlar...      İrfan Özfatura TÜRKİYE GAZETESİ
19/20.10.2015



Erkek : Rabi - Kız : Rabia  - Yemek : Düğün çorbası, Patlıcan kebabı, Muhallebi



Featured Image 01