Yaşlı bir usta, çırağının devamlı her şeyden şikâyet etmesinden bıkmıştı. Birgün çırağını tuz almaya gönderir. Hayatındaki her şeyden mutsuz olan çırak döndüğünde, yaşlı usta ona, bir kaşık tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyler. Çırak, yaşlı adamın söylediğini yapar, ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başlar.
          'Tadı nasıl?' diye soran yaşlı adama öfkeyle, 'Acı!' diye cevap verir. Usta çırağını kolundan tutarak dışarı çıkarır ve az ilerideki gölün kıyısına götürür. Çırağına bu defa da bir avuç tuzu göle atıp, gölden su içmesini söyler. Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken, usta; 'Tadı nasıl?' diye aynı soruyu sorar. Genç çırak 'Ferahlatıcı' diye cevap verir.
          'Tuzun tadını aldın mı?' diye soran yaşlı adama, 'Hayır' diye cevaplar çırağı. Bunun üzerine yaşlı adam şöyle der:
          'Hayattaki ıstıraplar tuz gibidir. Ne azdır, ne de çok. Ancak bu ıstırabın acılığı, neyin içine konulduğuna bağlıdır.Bir ıstırabın olduğu zaman yapman gereken tek şey; ıstırap veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir. Onun için sen de artık bardak olmayı bırak da göl olmaya çalış!'

          İnsan sağlığı için sayısız faydaları olan aspirinin, çiçekleri de çeşitli hastalıklardan koruduğu ve direncini arttırdığı belirlendi.
          İsviçre'nin Ciba-Geigy laboratuvarlarında Jean Pierra Metrauş önderliğinde bir grup biyolog, salatalık bitkisinde hastalığa karşı direnç meydana getiren sinyaller araştırırken, bitkinin damar dokularının kalburlu boru kısımlarında salisilik asit bulundu.
          Aynı yönde bir araştırmada da Zambak'a çiçek açmadan önce, verilen aspirinin, çiçek açmayı hızlandırdığı, bitkinin salisilik asit seviyesini de yaklaşık 100 katına çıkardığı tesbit edildi.