Kâdî Yakûb şöyle anlatır: Birgün Şam'da bir mescidin kenarındaydım. Orada bir köprü vardı. Hava çok sıcaktı. Abdullah bin Abdülazîz hazretleri, abdest almak için dereye indi. O sırada bir Hırıstiyan, şarap yüklü katırı ile köprüden geçiyordu. Katır bir ara ürktü ve yük yere yıkıldı. Çevrede başka kimse yoktu. Abdullah bin Abdülazîz, yukarı çıkıp bana; "Yükü yüklemeye yardım et!" dedi.

Hırıstiyana yardım ettim ve yükü katıra yükledik. Hırıstiyan, oradan uzaklaşıp gitti. Kendi kendime; "Bu zât böyle yapmamı niye istedi?" diye düşündüm. Sonra onu tâkib ettim. Hırıstiyan, katırıyla şarap satan bir dükkânın önüne geldi. Katırdaki yükü indirip açtı. Hepsi sirke olmuştu. Şarap satıcısı; "Yazıklar olsun sana! Senden şarap getirmeni istedim. Bunlar sirke!" dedi.

Hırıstiyan hayretten donakalmıştı. Şaşkınlığından ağlamaya başladı ve; "Bunlar şaraptı. Fakat neden sirke oldu sebebini anladım!" diyerek hemen katırını bir yere bağladı. Bu işin sırrını öğrenip, doğru Abdullah bin Abdülazîz hazretlerinin dergâhına koştu. Huzûruna girer girmez: "Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resûlüh." diyerek müslüman oldu ve artık huzûrundan ayrılmayıp talebeleri arasına girdi.

          o Karşıdan karşıya geçişlerde ilk geçiş hakkının araçlara ait olduğunu,
          o Trafik ışıklarından kırmızı ve yeşil ışığın yanma sürelerinin trafiğin yoğunluk durumuna göre ayarlandığını, sarı ışığın ise sadece 3 saniye yandığını,
          o 11 yaşını bitirmemiş çocukların yollarda bisiklet kullanamayacağını,
          o 11 yaşından küçüklerin araçların ön koltuğunda oturamayacağını,
          o Kaldırımı olmayan yolların ve şehir dışındaki yolların sol kenarından yürünmesi gerektiğini biliyor musunuz?