Untitled Document

ŞİİR - İSTANBUL'UN TARİHİ

Gün batmada İstanbul'un üstünde Haliç'ten
Bir renge bürünmüş yanıyor, Marmara içten.

Bir pembe bulut, bağrı delinmiş kanamakta,
Yorgun uyuyan tekneler altında uzakta.

Mevsim Mayıs'ın sonları, yaz başlamış artık,
Gittikçe açılmakta, dağılmakta karanlık.

Bir korkulu rüyâyı yataklarda sayıklar.
Dalgın uyuyanlar beraber uyanıklar...

Bir saltanatın son gününün korkusudur bu!
"Türkler hareketsiz duruyor bir pusudur bu!"

Türk ordusu İstanbul'u sarmış çepeçevre.
Dünya girecektir bu sabah bir yeni devre!

Birdenbire gökkubbe dolar velvelelerle,
Atlar koşar ön safta kabarmış yelelerle!

Tozlarla, dumanlarla karışmakta ateş, kan...
Yer yer tutuşur toprağın altındaki volkan!

Mızraklar uçar, oklar uçar, taşlar uçarken,
Burçlar yıkılırken, kesilen başlar uçarken,

Bir burca zafer sancağı dikmiş Ulubatlı...
İlk hızla girer Topkapı'dan yirmi bin atlı!

"Türkler geliyor!" çığlığı aksetmede dağ dağ,
Bir çağ kapanır böylece, başlar yeni bir çağ,

Rum Kayseri'nin kellesi bir mızrak ucunda,
Şarkın eşi yok incisi, Türk'ün avucunda!

Orhan Seyfi Orhon

FIKRA - MAKİNİST

Temelin cep saati durmuştu. Kapağını açıp içine bakınca, çarklar arasında küçük bir ölü karınca görür ve der ki:
“Ben zaten makinistin öldüğünü önceden tahmin etmiştim...”

DÜNKÜ CEVAP

28
45 3 48 15 17 19
16 23 32 12 49 30 13
11 9 24 33 29 34 35
39 37 46 25 10 14 4
43 36 21 1 26 6 42
7 20 41 38 2 27 40
31 5 8 18 44 47 22

 



Erkek : Haşim - Kız : Nazmiye  - Yemek : Paça Çorbası, Sulu köfte, Pilav, Meyve



Featured Image 01