Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
          (Sabah uykusu rızka mânidir.)
          (Rızık için sabahın erken vakitlerinde çıkın! Erken vakitler, bereketli ve başarılı olur.)
          (Sabah uykusu, âcizlik, tembellik, gevşeklik ve unutkanlık meydana getirir.)
          (Kuşluk vaktindeki uyku zamansızdır. Kaylûle (öğleden önce biraz yatmak) faydalıdır. Akşam üstü uyku ahmaklıktır.)
          (Bir kimse, sabah namazından sonra uyumayı âdet hâline getirirse, yan ve bel ağrılarına müptelâ olur.)
          Hazret-i Fâtıma diyor ki:
          Bir gün sabah namazından sonra yattım. Babam, beni uyandırıp buyurdu ki:
          (Kızım uyan kalk! Gâfillerden olma! Rabbinin sana göndereceği rızkı gör! Allahü teâlâ rızıkları, fecr ile güneşin doğacağı vakitleri arasında verir.)
          Güneşin doğumundan yarım saat önce ve sonra uyumak sağlığa zararlıdır. Meselâ, sırt ve bel ağrıları yapar.

Kanuni Sultan Süleyman Hân’ın 6. seferi, 1534’de İran üzerine olmuştu. Bu seferde İran’ın birçok eyâletleri Osmanlıların eline geçti. 13 Temmuz 1534’te Tebriz ve 28 Kasım 1534’de de Bağdad fethedildi. Abbâsilerin 500 yıllık taht şehri olan ve İmâm-ı Â’zâm Ebû Hanîfe “rahmetullahi aleyh” hazretlerinin medfun bulunduğu şehir, böylece Osmanlıların eline geçti.

Bağdad’ın ikinci fethi ise; Sultan 4. Murad Hân zamanında Safevilerin elinden, bizzat padişahın katıldığı Bağdad Seferi sonunda, 40 günlük muhasaradan sonra teslim alınmıştır. 25 Aralık 1638 de fetihten sonra, 4. Murad Hân, İran Safevilerinin yıktığı İmam-ı Azâm türbesini ziyaret etmiş, tamir ve tezyin ettirmiştir.