İçindeki bol C vitamini sebebiyle greyfurt, tam bir şifa kaynağı... Greyfurtun ana yurdu Jamaika’dır. Önceleri sadece ilâç olarak kullanılıyordu. Dünyanın en çok greyfurt üreten ve tüketilen ülkesi, yılda 400 bin tonla Fransa’dır. Greyfurtun, sarı, pembe ve kanlı gibi çeşitli cinsleri var. İçinin kırmızı rengi koyulaştıkça şeker oranı da artıyor. Kalın kabuğu sayesinde, buzdolabında veya açık havada uzun süre tazeliğini koruyabiliyor.

Greyfurt, sabah kahvaltılarında, ortadan kesilerek, pudra şekeri veya balla tatlandırılıp yendiği gibi, suyuna şeker katılarak da içiliyor. Portakaldan daha fazla C vitaminine sahip olan ve içindeki şeker miktarı daha az olan greyfurtun; yağ çözücü, antiseptik (mikrop kırıcı), sindirimi kolaylaştırıcı, idrar söktürücü, kolit spazmlarını önleyici, yorgunluk ve stres gibi durumlarda organizmayı canlandırıcı ve kanı temizleyici özellikleri vardır.

Greyfurtun diğer faydaları da şunlar: İştah açar. Karaciğer’in normal çalışmasını sağlar. Safra ifrazatını artırır. Vücudda biriken suyu ve zehirli artıkları atar. Kanı temizler. Bedenî ve zihnî yorgunluğu giderir. Felç ve kanamaları önler. Akciğer ve göğüs hastalıklarında faydalıdır.

   Sultan II. Abdülhamid Hân devrinde yaşamış ve Hasköylü Salih olarak bilinen yaman bir denizci vardı. İstanbul Haliç'te sandalcılık yaparak geçimini temin eden bu kurt denizci, Boğaz sularında ekmek teknesiyle tam 15 defa deniz kazası geçirmiş, hepsinden de sağ salim kurtulmak nasip olmuştu.
İşte bu Hasköylü Salih, günün birinde Hasköy'de kahvehanede otururken, kahveciden içmek için bir bardak su istedi. Kaderin garip tecellisine bakın ki, 15 deniz kazasından kurtulup sağ kalabilen bu tecrübeli denizci, içtiği bir bardak sudan boğularak hayatını kaybetti.