SOHBET - EHL-İ SÜNNET İTİKADI
Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Ümmetim 73 fırkaya ayrılır, 72'si Cehenneme gider, yalnız bir fırkası kurtulur. Bu fırka, benim ve Eshâbımın yolunda gidenlerdir.)
O halde, Cehennemden kurtulmak için her müslümanın ilk önce doğru i'tikadı öğrenip inanması, daha sonra da dinimizin emir ve yasaklarına riâyet etmesi lâzımdır.
Doğru i'tikad'tan bazıları:
o Kur'ân-ı kerîmin Kelâm-ı İlahi olup, mahluk (yaratık) olmadığına inanmak.
o Eshab-ı kirâmın tamamını sevmek ve hiçbirini kötülememek.
o Cennette Allahü teâlânın görüleceğine inanmak.
o Ehl-i kıble'yi tekfir etmemek, yâni namaz kılan müslümana, işlediği günahlardan dolayı kâfir dememek.
o İbadet, îmândan parça değildir.
o Günah işleyen mü'mine kâfir denmez.
o Îmân, artıp eksilmez.
o Mî'râc ruh ve bedenle birlikte oldu.
o Tasavvufu inkâr etmemek.
o Mu'cize ve keramet haktır.
o Dört mezhebden birine uymak, mezhepsiz olmamak.
o Hazret-i Ebu Bekr ve Hazret-i Ömer'in halife olduğuna ve üstünlüklerinin halifelik sırasına göre olduğuna inanmak.
o Kabir ziyareti, enbiya ve evliyadan yardım istemek câizdir.
o Okunan Kur'ân-ı kerîmin ve verilen sadakanın sevabını ölülere göndermenin câiz olduğuna, bu sevabların ve duâların ölülere vasıl olarak, azâblarının azalmasına sebep olacağına inanmak.
o Kabir suâli haktır.
o Kabir azâbı ruh ve bedene olacaktır.
o Sırat Köprüsü vardır.
o Şefa'ate, hesaba ve mizana inanmak.
Bunlardan ba'zılarına inanmıyan, doğru yoldan çıkmakla kalmaz, kâfir olur. Mesela Mi'racın Mescid-i Aksâ'ya kadar olan kısmını inkâr eden kâfir olur.
(Ümmetim 73 fırkaya ayrılır, 72'si Cehenneme gider, yalnız bir fırkası kurtulur. Bu fırka, benim ve Eshâbımın yolunda gidenlerdir.)
O halde, Cehennemden kurtulmak için her müslümanın ilk önce doğru i'tikadı öğrenip inanması, daha sonra da dinimizin emir ve yasaklarına riâyet etmesi lâzımdır.
Doğru i'tikad'tan bazıları:
o Kur'ân-ı kerîmin Kelâm-ı İlahi olup, mahluk (yaratık) olmadığına inanmak.
o Eshab-ı kirâmın tamamını sevmek ve hiçbirini kötülememek.
o Cennette Allahü teâlânın görüleceğine inanmak.
o Ehl-i kıble'yi tekfir etmemek, yâni namaz kılan müslümana, işlediği günahlardan dolayı kâfir dememek.
o İbadet, îmândan parça değildir.
o Günah işleyen mü'mine kâfir denmez.
o Îmân, artıp eksilmez.
o Mî'râc ruh ve bedenle birlikte oldu.
o Tasavvufu inkâr etmemek.
o Mu'cize ve keramet haktır.
o Dört mezhebden birine uymak, mezhepsiz olmamak.
o Hazret-i Ebu Bekr ve Hazret-i Ömer'in halife olduğuna ve üstünlüklerinin halifelik sırasına göre olduğuna inanmak.
o Kabir ziyareti, enbiya ve evliyadan yardım istemek câizdir.
o Okunan Kur'ân-ı kerîmin ve verilen sadakanın sevabını ölülere göndermenin câiz olduğuna, bu sevabların ve duâların ölülere vasıl olarak, azâblarının azalmasına sebep olacağına inanmak.
o Kabir suâli haktır.
o Kabir azâbı ruh ve bedene olacaktır.
o Sırat Köprüsü vardır.
o Şefa'ate, hesaba ve mizana inanmak.
Bunlardan ba'zılarına inanmıyan, doğru yoldan çıkmakla kalmaz, kâfir olur. Mesela Mi'racın Mescid-i Aksâ'ya kadar olan kısmını inkâr eden kâfir olur.
Erkek : Hamdi - Kız : Hamdiye - Yemek : İşkembe Çorbası, Fırında Köfte, Kabak tatlısı
Uluslararası Kamerî Aybaşları ve Hicrî Takvîm Birliği Kongresi 28 - 30 MAYIS 2016 / İSTANBUL - TÜRKİYE