Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmin bir çok yerinde, iffetini koruyanlara, büyük mükâfatlar vaad etmiş ve müjdeler vermiştir. İffetini, namusunu korumayanlara da Cehennem’de çok azap yapacağını bildirmiştir.
İffetini, nâmusunu koruyamayan bir insan, Allah indinde günahkâr olduğu gibi, insanlar arasında da şerefsizdir. Herkes tarafından aşağılanır, kötü gözle bakılır. İffet kâidelerini bir tarafa bırakıp, hayvanlar gibi yalnız hisleri peşinde koşan toplumlar için, iffetin hiç önemi yoktur. Bilhassa büyük şehirlerde, iffeti koruyabilmek çok zorlaşmıştır.
Bir genç kızın ve kadının yalnız başına kendini bu tehlikeden koruyabilmesi çok güçtür. İnsanların bu tehlikeden kendilerini koruyabilmelerinin yolları ve çâreleri vardır. Bunlardan birisi, evlenmektir.
Başka bir çâre de, iffeti zedeleyen yerlerden uzaklaşmaktır. Kötü ahlâklı kimseler, gençleri yoldan çıkartıp, ahlâkını bozarlar. Çeşitli isimler altında açılan eğlence yerleri gençlerin ahlâkını bozmak için birer tuzak olabilir. Böyle tuzaklara yakalanmamalıdır. Tuzağın içine düştükten sonra, akıl başa gelir fakat, iş işten geçmiş olur. İffet, bir genç kızın veya kadının, değeri milyarlarla ölçülemeyen bir mücevheridir.
Allahü teâlâdan korkmayan erkekler bütün şeytanlığı ile bu cevheri ele geçirmek için uğraşır. Ele geçirdikten sonra, maksadına ermiştir. O genç kızdaki iffet ise, artık mücevherlikten çıkmış, âdi bir taş olmuştur. Artık sokağa atılır. Bu alış verişte, erkek bir nâmus hırsızıdır. Kadın ise, mücevherini çaldırmış bir zavallıdır.

Yeşilay Derneği, 5 Mart 1920 tarihinde Hilâl-i Ahdar adıyle kuruldu. Bunun için 1 ve 7 Mart tarihleri arası, yurdumuzda Yeşilay Haftası olarak kutlanmaktadır. Bu dernek, alkollü içki, sigara ve uyuşturucu maddelerin sağlık üzerindeki kötü neticelerini anlatmayı ve vatandaşları bunlardan uzaklaştırmayı gâye edinmiştir. Bu hizmetini TV, radyo, dergi, gazete, broşür ve ilanlarla yapmaktadır.