GÜNÜN TARİHİ - TİTO’NUN SON SÖZLERİ
1980 yılında Yugoslav Devlet Başkanı Mareşal Tito’nun şeref misafiri olarak Belgrad’ta bulunuyorduk. (Ömrünün 50 yılını komünist ideoloji yolunda harcayan Salih Gökkaya, daha sonra İslâm’la müşerref olarak vefât etmiştir. “Türkiye Komünist Talebe Teşkilâtı Başkanı” sıfatıyla Yugoslavya Devlet Başkanı Mareşal Tito’nun şeref misafiri olarak Belgrad’a gitmiş ve ömrünün son günlerini geçirmekte olan Tito’yu ziyaret etmiştir. (Halit Ertuğrul, Kendini Arayan Adam, s. 105) 83 yıllık ömrünün 70 yılını Yugoslav komünizmi uğruna fedakârane harcamış olan bir komünist liderin hasta yatağında pervaneler gibi hizmetçiler dönüyordu.
Milyonlara hitap eden o dil ve çene düşmüş, eller ve bacaklar tam bir değnek halini almıştı. Gözleri yaşla dolmuş, dudakları titriyordu, yüzünde öylesine acı ifadeler şekilleniyordu ki... Bu durumu hissedince teselli vermek için dedim: “Efendim ölüm sizi korkutmasın. Belki maddeten aralarından ayrılacaksınız ama, yaptığınız inanılmaz hizmetinizle kalplerde ebediyyen yaşayacaksınız.” Ölüm kelimesini duyunca sanki depreme tutulmuş gibi titrediğini gördük.. Ağlamaklı ifadelerle söylediği şu cümleler kulaklarımda çınlıyor:
“Evet, dedi. Ben ölüyorum artık. Ölümün ne derece korkunç birşey olduğunu size anlatamam. Anlatsam bile sıhhatli olan sizler, bu yaşta anlayamazsınız. Dostlardan, sevdiklerinizden, ünvandan, makamdan ayrılmak, dünya güzelliklerini kaybetmek çıldırtıyor. Yoldaşlarım; size açık kalple birşey itiraf edeyim. Ben öldükten sonra toprak olacaksam, diriliş, ceza ve mükâfat yoksa, benim yaptığım mücadelenin değeri nedir? Söyleyin bana? Ben ebedi azap görecek olduktan sonra yoldaşlarımın kalbine gömülecekmişim, alkışlanacakmışım neye yarar? Ben mahvolduktan sonra, beni alkışlayanların takdir sesleri, kabirde vücudumu parçalayan böcekleri, yılan ve çiyanları insafa getirir mi? Söyleyin bu gidiş nereye? Bunun izahını Marx, Engels, Lenin yapamıyor. İtiraf etmek zorundayım. Ben Allaha, Peygambere ve Âhırete inanıyorum. Artık dinsizlik bir çâre değil. Düşünün, şu kâinatın bir yaratıcısı, şu muhteşem sistemin bir kanun koyucusu lâzımdır. Bence ölüm bir son olmamalı. Mazlum ölenlerle, zâlimane gidenlerin bir hesaplaşma yeri olmalı. Hakkı olan hakkını ve cezasını görmeden gidiyor, böyle keşmekeş olmaz...” Salih Gökkaya (Zafer:160)
Erkek : Memduh - Kız : Melahat - Yemek : Sütlü çorba, Tavuk, Bulgur Pilavı, Salata
Uluslararası Kamerî Aybaşları ve Hicrî Takvîm Birliği Kongresi 28 - 30 MAYIS 2016 / İSTANBUL - TÜRKİYE