SAĞLIK - HIRİSTİYANLIK ÇATIRDIYOR

11 Nisan 1947 yılında, Kudüs’ün doğusunda Lut Gölü yakınlarındaki Kum Vâdisi’nde, çoban Muhammed el Dib, sürüsünü otlatıyordu. Bir mağaraya giren keçilerini çıkarmak için attığı taşın bir çömlek gibi bir cisme çarptığını farketti. İçinde altın ve mücevher çıkabileceğini düşündü. Fakat korkusundan kendisi giremedi.
Ertesi günü bir arkadaşı ile geldi ve çömlekleri boşaltmaya başladılar. Altın yoktu ama, üzerinde anlamadıkları bir yazı bulunan deri ruloları bulunca moralleri bozuldu. 3-5 kuruş alırız diye bu rüloları Kando adlı Hıristiyan ayakkabı tamircisine götürdüler. Çok az bir fiyatla sattılar. O da Kudüs’teki Aziz Markos Manastırı Suriye Metropolitliği’ne teslim etti. Ve bu belgeler 1954’e kadar defalarca el değiştirdikten sonra, İsrail Hükümeti’nce Kudüs Müzesi’nin Mukaddes Emânetler bölümünde muhafaza altına alındı.
Qumran Mağaraları’nın ünü Hıristiyan âlemine yayıldı. 1954-1958 arasında yapılan kazılarda 800 civarında yeni belge bulundu. İbranîce ve Aramîce yazılan bu metinlerde; Hırıstiyanların eski ve yeni Ahit’lerde yer almayan önemli hususların yer aldığı belirtiliyordu. Ancak, Papa’lık tarafından incelemeye alınan bu 2 000 yıllık belgeler hakkında en küçük bir açıklama dahi yapılmıyor.
Bilim adamları ise bu konuda şunları söylüyor: Oxford Ün. Prof. Geza Vermes: “Bunlar, Hıristiyanlığı anlatan gerçek belgelerdir.”
Prof. Robert North: “Kilise, Hıristiyanlık adına sürdürdüğü muhteşem iktidarını koruma telaşıyle, belgeleri gün ışığına çıkarmaya yanaşmıyor.”
Aramî, Süryânî, İbrânî dillerinin uzmanı Prof. Hamza Kocagil diyor ki:  “Ben iddia ediyorum ki, Kudüs’te bulunan İncil Aramca ile vahyedilmiştir. Burada, Hazret-i Muhammedin adı geçtiği için mi dünyaya açıklamak istemiyorlar?”