ŞİİR - MEŞHUR BEYİTLERDEN
| Hak kulundan intikâmın yine kul ile alır, | |
| Bilmeyen ilm-i ledünni onu kul etti sanır! |
|
| Cümle eşyâ Hâlık’ındır, kul eliyle işlenir | |
| Emr-i Bârî olmayınca sanma bir çöp deprenir. |
|
| Hakka tefviz-i ümûr et, ne elem çek ne keder, | |
| Gelir elbette zuhûra ne ise hükm-ü kader. |
|
| Ne kadar ceht etsen de bir murada, | |
| Nasip olmaz mukadderden ziyâde. |
|
| Kimseye bâkî değildir mülk-ü devlet, sîm-ü zer, | |
| Bir harap olmuş gönül tamir etmektir hüner. |
|
| Ne safâ var şu cihânın sîm-ü zerinde, | |
| Bırakır hepsini insan hîn-i seferinde. |
|
| Ey Hoca! Sanma senden sîm-ü zer isterler, | |
| Yevme Lâ yenfeu’da kalb-i selîm isterler. |
|
| Mâl u mülke mağrur olma, deme “Var mı ben gibi?” | |
| Bir muhâlif rüzgâr eser savurur harman gibi. | |
| Önce çalışmak sonra duâ, dinin esâsı, | |
| Kabul olunur ancak, çalışanın duâsı. |
|
| Çeşm-i insaf ile bir bak; dünya misâfirhânedir, | |
| Bir mukîm âdem bulunmaz, ne acîb kâşânedir. |
|
| Bir kefendir âkıbet sermâyesi şah-ı gedâ, | |
| Buna mağrur olan mecnun değil de yâ nedir? |
|
| Kuluna zulmeylemez aslâ Hudâ’sı | |
| Herkesin çektiği kendi cezası. |
|
| Belâ gelmez kula, Hak yazmayınca, | |
| Hak belâ yazmaz kul azmayınca. |
|
| İki cihan huzûru sığmış iki kelâma: | |
| Dostlar ile mürüvvet, düşmanlarla müdâra. |
|
| Bana benden olur, her ne olursa, | |
| Başım selâmet bulur, dilim durursa. |
|
| Son nokta, en son durak: gâyelerin gâyesi. | |
| Bize mahsûs tek makam; O’na kulluk pâyesi. |
|
| Ölüm; kafesten kuşun çırpınarak uçması, | |
| Ölüm; kuşsuz kafesin, kafesle buluşması. | |
DÜNKÜ CEVAP
Bütün şıkların gelme ihtimali eşittir.
Erkek : Mümin - Kız : Aliye - Yemek : Mantar çorbası, Fırında Köfte, Pilav, Yoğurt
Uluslararası Kamerî Aybaşları ve Hicrî Takvîm Birliği Kongresi 28 - 30 MAYIS 2016 / İSTANBUL - TÜRKİYE