Untitled Document

MENKIBE - HAZRET-İ TALHA

Uhud Harbinde, müşrikler Peygamber Efendimize hücum ettiler. Gayeleri tekti. Onu öldürmek. Efendimiz: “Şunlara kim karşı koyar?” diye seslendiler. Hazret-i Talha: “Ben!” dedi. Ve fırladı ileri. Döne döne çarpışıyor, vurduğunu Cehenneme gönderiyordu. Bir kısmını öldürdü. Bu sırada Resulullah Efen-dimizin yanına bazı sahabiler yetiştiler.

Hazret-i Talha anlatır: “Küffar hücum etti. Resulullah’a dört bir yandan saldırdılar. Öyle ki önünden, arkasından, sağından, solundan hücum ediyorlardı. Her yöne koşu-yordum. Dönerek çarpışıyordum. Etrafında pervane oldum. Çok şükür hepsini uzaklaştırdım. Nihayet dağıldılar.”

O gün Hazret-i Talha’nın (radıyallahü anh) her âzâsı, Resulullah’a bir zarar gelir korkusundan tir tir titriyordu. Her yeri kılıç ve ok darbeleriyle delik deşik olmuş, vücudunda yaralanmayan ve kana bulanmayan bir yer kalmamıştı. Yaralarını saydı. 60’ı büyüktü. Küçükleri sayamadı. Sadece başında 4 büyük kılıç yarası vardı. Uylukları parçalandı. Parmakları kesildi. Yine cengi bırakmadı. Şehit olmayı bekliyordu. Müşriklerden Dirar bin Hattab geldi ve hazret-i Talha’nın (radıyallahü anh) başına şiddetli iki kılıç darbesi indirdi. Mübarek başı yarıldı. Kan kaybından bayıldı. Efendimiz gördü. Ve Eshabına: “Yâ Eba Bekir! Durmayın, Talha’ya yardıma koşun” diye seslendi.

Hazret-i Ebu Bekir koştu. Onu baygın hâlde buldu. Başını kaldırdı. Yüzüne su serpti. Hazret-i Talha ayıldı. Gözünü açar açmaz: “Resulullah ne yapıyor, ne hâl-dedir?” diye sordu. Hazret-i Ebu Bekir: “Çok iyidir. Beni sana O gönderdi.” diye cevap verdi. O, bu cevabı aldı. Sevinip ferahladı.

Bir iki dakika geçti. Resûlullah teşrif etti. Hazret-i Talha’nın yanına geldi, hâlini gördü ve bütün vücudunu mübarek elleriyle mesh etti.

Sonra el açıp şöyle duâ etti: “Allahım! Talha’ya şifa ver. Ona kuvvet ver!” Hazret-i Talha o anda sapasağlam oldu ve kalkıp savaşa devam etti...



Erkek : Abdüsselâm - Kız : Aslıhan  - Yemek : Erişte çorbası, Sucuklu Yumurta, Salata

Featured Image 01