SOHBET................. TOPRAK MAHSULLERİ ZEKÂTI
Topraktan alınan mahsulün zekâtına uşur denir ve uşur vermek de farzdır. Borcu olanın da uşur vermesi lâzımdır. İmâm-ı a’zam hazretleri buyuruyor ki:
“Her sebze ve meyve, az olsun, çok olsun, mahsul topraktan alındığı zaman, onda birini veya kıymeti kadar altın veya gümüşü, Müslüman fakirlere vermek farzdır.”
Hayvan gücü ile veya dolap, motor ile sulanan yerdeki mahsul elde edilince, yirmide biri verilir. İster onda bir, ister yirmide bir olsun, hayvan, tohum, alet, gübre, ilâç ve işçi masraflarını düşmeden evvel, vermek lâzımdır. Bir sâ’dan (Bir sâ = 4.2 kg) az mahsulün uşru verilmez. Toprağın sahibi çocuk, deli, köle olsa da, uşru verilir. Balın masraflar yapılsa dahi, pamuğun, çayın, tütünün, dağdaki ağaç meyvelerinin meselâ zeytinlerin, üzümlerin onda biri, uşur olarak verilir.
Ne kadar olursa olsun, ev bahçesindeki meyve ve sebzeler için, odun, ot ve saman için uşur verilmez. Zift, petrol ve tuz için uşur yoktur. Uşru verilmeyen mahsulü yemek haramdır. Yedikten sonra da, vermek lâzımdır.
GÜNÜN TARİHİ................ II. ABDÜLHAMİD HÂNIN VEFÂTI
Sultan II. Abdülhamid Hân, çok iyi bir eğitim aldı. Arapça, Farsça, Osmanlı Edebiyatı ve diğer İslâmi İlimleri de öğrendi. Sultan, takva ve dindarlığı sebebiyle halk arasında veliyyullah olarak biliniyordu. 31 Ağustos 1876’da Osmanlı tahtına çıkan Abdülhamid Hân, dış ve iç düşmanların bütün gayretlerine rağmen, 27 Nisan 1909 yılına kadar 33 yıl boyunca Osmanlı tahtında oturmayı başardı. 27 Nisan 1909’da tahttan indirilip, Balkanlı eşkıyanın yağmasına açılan Yıldız Sarayı’ndan ayrılırken; “Devleti 10 yıl idare edebilirlerse bir asır idare ettik diye sevinsinler.” keramete benzer tarihî sözünü söyledi. 10 Şubat 1918 günü Beylerbeyi Sarayı’nda 75 yaşında vefât etti. Divanyolu’nda olan Sultan II. Mahmut Hân Türbesi’ne defnedildi.
Erkek : Abdüsselâm - Kız : Aslıhan - Yemek : Tarhana Çorbası, Mantı, Kabak tatlısı
Uluslararası Kamerî Aybaşları ve Hicrî Takvîm Birliği Kongresi 28 - 30 MAYIS 2016 / İSTANBUL - TÜRKİYE