Untitled Document

MENKIBE............... AS­LET

Fi­ra­vun’un kâ­hin­le­ri, sal­ta­na­tı­nı yı­ka­cak ço­cu­ğun dün­ya­ya ge­le­ce­ği­ni ha­ber ver­di­ler. Fi­ra­vun, öl­me­mek, sal­ta­natı­nı ko­ru­ya­bil­mek için o se­ne dün­ya­ya ge­len er­kek ço­cuk­la­rı, kı­lıç­tan ge­çirt­me­ye baş­la­dı. Cel­lât­lar; so­kak so­kak, ev ev do­la­şıp ye­ni doğ­muş er­kek olup ol­ma­dı­ğı­nı araş­tı­rı­yor­lar­dı. Bul­duk­la­rı­nı da he­men ora­da öl­dü­rü­yor­lar­dı.
1- Böy­le bir za­man­da da, ka­dı­nın bi­ri, san­cı­la­rı baş­la­yın­ca, da­ğa çı­kıp ma­ğa­ra­da ço­cu­ğu­nu dün­ya­ya ge­tir­di. Ço­cu­ğu­nu ora­da bı­ra­ka­rak evi­ne dön­dü. Bu ço­cu­ğu, Ce­nâb-ı Hak­kın em­riy­le Ceb­râ­il aley­his­se­lâm bes­le­yip bü­yüt­tü. Bu ka­dın, soy­suz bir ai­le­ye men­sup­tu. Ço­cu­ğun adı, Mû­sâ idi. Sâ­mi­ra ka­bî­le­si­ne men­sup ol­du­ğu için, ken­di­si­ne Sâ­mi­rî la­ka­bı ve­ril­miş­tir. Asâ­let ol­ma­yın­ca, Ceb­râ­il aley­his­se­lâ­mın ver­di­ği gı­da­ya ihâ­net et­ti. Mû­sâ aley­his­se­lâ­mın kav­mi­ni, al­tın­dan bu­za­ğı­ya tap­tı­ran kim­se, bu ço­cuk ol­du. Mû­sâ aley­his­se­lâ­ma kar­şı ge­le­rek, Al­la­ha isyan et­ti.
2- Yi­ne bu za­man­da soy­lu, asil bir âi­le­ye men­sup bir ço­cuk da­ha doğ­muş­tu. Bu­nun adı da Mû­sâ idi. Ce­nâb-ı Hak, onu, Fi­ra­vun’un sa­ra­yın­da ve ku­ca­ğın­da bü­yüt­tür­dü. Hazret-i Mû­sâ’nın an­ne­si, kal­bi­ne ge­len bir il­hâm­la, oğ­lu­nu bir san­dık içi­ne ko­ya­rak Nil Neh­ri’ne bı­rak­tı.
Fi­ra­vun, ne­hir­den gel­mek­te olan san­dı­ğı ya­ka­la­tıp aç­tır­dı. İçin­den çı­kan kü­çü­cük ço­cu­ğu öl­dürt­mek için emir ver­diy­se de, ha­nı­mı Âsi­ye bu­na mâ­ni ola­rak, “Be­nim için onu öl­dür­me!.. Olur ki, bi­ze fay­da­sı do­ku­nur, ya­hut onu ev­lât edi­ni­riz.” de­di. Ne­tice­de Fi­ra­vun’un bü­yüt­tü­ğü Mû­sâ, Pey­gam­ber ol­du ve Fi­ra­vun’un sal­ta­nâ­tı­nı yık­tı.

GÜNÜN TARİHİ   ............................   EYÜP SULTAN’IN VEFÂTI

Ey­üp Sul­tan’ın is­mi, Hâ­lid bin Zeyd’­dir. Es­hâb-ı ki­râ­mın bü­yük­le­rin­den­dir. Re­sû­lul­lah Me­di­ne’ye hic­ret edin­ce, bu zatın evin­de 7 ay mi­sa­fir ol­du. Bü­tün ga­za­lar­da bu­lun­du. Hic­rî 50 yı­lın­da Süf­yân bin Avf em­rin­de İs­tan­bul’a ge­len as­ker ara­sın­da 33 Sa­hâ­bî var­dı. Bun­lar­dan Haz­ret-i Hâ­lid di­zan­te­ri­den ve­fât et­ti. Fâ­tih Sul­tan Meh­med’in ho­ca­la­rın­dan Ak­şem­sed­dîn haz­ret­le­ri kab­ri­ni keş­fet­ti. Üze­ri­ne bir tür­be ile ya­nı­na bir câ­mi yap­ıl­dı. Os­man­lı hü­küm­dar­la­rı tah­ta çı­kın­ca bu tür­be önün­de Cu­ma gü­nü kı­lıç ku­şa­nır­lar­dı. Buna “Kı­lıç Ala­yı” de­nir­di.

 



Erkek: Tarık - Kız: Tuba - Yemek: Mercimek çorbası, Patates oturtma, Zerde.



Featured Image 01