MAKALE................... 15 TEMMUZ DARBE GECESİ

15 Temmuz gecesi Ankara’yı bombalamak için Akıncı Üssü’ne giderek F16’ları havalandırmaya çalışan darbecilere karşı direnen Kazan ilçesi halkı 9 şehit verdi.
Kazan’ın (Sonradan Kahramankazan) Bitik köyünün muhtarı olan Hicabi Bitik; “Kazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk’ü arayıp Akıncı Üssü’nde neler olduğunu sorduk. Lokman Başkan bize; “Oradan uçakların kalkmaması için her şeyi yapın!” dedi. Biz de tarlada ki saman balyalarını yaktık. Cumhurbaşkanımız; “İnin aşağı!” dedi, bizde indik. Arabanızı yakın dese biz yakacaktık. Biz bunları maddiyat için yakmadık. Allah için, vatan için yaktık.” dedi.
İnsanlar... Piste yatmışlar... Jetler havalanmasın diye. Kadının biri isyancı yakasına yapışmış: “Yavrum! Ben senin annenim, bu jet kalkmasın, halka bomba atmasın!”
Kazanlı’nın biri... Tarladaki ekini yakmış... Duman çıksın da, uçak havalanamasın diye. Diğer Kazanlı... Ot yakmaya başlamış.
Bir başka Kazanlı... Traktörünün lastiklerini sökmüş... Üstüne benzin döküp tutuşturmuş.
Hangi Kazanlı ile konuştuysak aynı sözleri dinledik: “Biz o gece Akıncı’ya şehit olmaya gittik!”
Akıncı’dan havalanan F16’lar Ankara’ya Devlete, demokrasiye, Halka bomba atmaya başlayınca. Kazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk’ün söylemiyle... “Kazanlı çıldırmış!” 
Köylü kentli... Genç ihtiyar... Herkes sokağa çıkmış:
“İlçemizin adı kirletiliyor... İlçemizden kalkan jet, devletin temeline bomba fırlatıyor... Haydi onlara dur diyelim!..”
6 çocuklu muhtar; “İstikâmet Akıncı!” demiş. Oğlunun gözlerinin önünde... Başından vurulmuş... Şehitlik şerbetini içmiş.
Türkan Güler... İsyancıları püskürtmek istemiş... Kocası ve oğlu ile birlikte. Kocası şehit düşmüş... Oğlu yaralanmış... Türkan Hanım hâlâ hastanede...   
Yavuz Donat  Sabah 01.08.2016
.............................................
Not: Uçak ve helikopterlerin gökten ölüm yağdırdığı, tankların, ağır silahların sokaklarda ölüm kustuğu ilk gece halk çoluk, çocuk, genç yaşlı, kadın erkek hep birlikte irâdesine sâhip çıkarak sokaklara döküldü, bombalara, kurşunlara göğsünü siper etti. Kimi canını verdi, kimi kolunu, kimi bacağını, kimi gözünü...
Bir bölümü de o gece yaşananları tiyatro, film, oyun gibi kelimelerle tanımladı. Diğer bir kısım sinemacılar da o gece ölümü göze alarak sokağa dökülen halka DEAŞ’çılar, kafa kesiciler, yoksullar gibi yakıştırmalar yaptı. Bazıları da, canını tanka, uçağa siper eden halka; “Anıt yıkan teröristler.” dedi...