SOHBET.................. CENNET NİMETLERİ
Âhırette, mahşer yerindeki hesaptan sonra, Cennetlikler toplanarak Cennete doğru gönderilirler. Onun kapısına yaklaştıkları zaman orada bir ağacın altında da iki pınar vardır. Önce bu pınarların birinden içerler. Bununla, karınlarında ne varsa temizlenir. Sonra ikinci pınara gelirler. Onda da güzelce yıkanırlar. Vücutlarındaki kir vesâire çıkar tertemiz hâle gelirler.
Sonra, kendilerine kırmızı yâkuttan asil binekler hazırlanır. Bunların ayakları inci ve yâkutlarla süslenmiş altından, yularları da incidendir. Cennetliklerin, her birine ikişer elbise giydirilir. Bu elbiselerden bir tanesi yeryüzüne çıkarılmış olsa, bütün dünyayı aydınlatır. Her bir Cennetliğin yanında kendisine rehberlik edecek melekler bulunur. Her bir melek rehberlik edeceği mümini alarak Cennete götürür. Mümin Cennete girince, kendisine hemen bir köşk açılır. Sonra o köşke girer. Mümin, hemen oraya yerleşmek ister. Bunu gören melekler sorarlar;
- Ne yapmak istiyorsun?
- Allahın hazırlamış olduğu bu şerefli yere konmak istiyorum.
- Yürü! Senin için bundan daha iyisi vardır.
Biraz daha gidince, karşılarında çatısı inciden, kendisi altından bir köşk belirir. Ona yaklaşınca, ellerinde gümüşten aynalar, altından ibrikler bulunan inci taneleri gibi hizmetçiler onları karşılayarak Cennetlik mümini selâmlarlar. O da onları selâmlar ve oraya konmak için hazırlığa girişirler. Fakat melekler yine ona; “Yürümene devam et! Senin için ileride daha âlâsı vardır.” derler. Bunun üzerine mümin yoluna devam eder. Biraz gidince karşısına kırmızı yâkuttan yapılmış ve son derece şeffâf ve parlak bir köşk çıkar. Tarifsiz bir güzellikteki odaya girer. Bu odanın altından 4 bin kanat penceresi vardır. İçinde, inci taneleriye süslenmiş altından bir yaygı bulunur. Bu yaygının üzerinde bir taht, onun üstünde de dünya çardaklarından 70 çardak buyüklüğünde bir minder vardır. Mümin bunun üzerine oturur. Canı her ne istediyse, meselâ meyve istediği zaman, arzu ettiği meyveler kendiliğinden onun önüne gelir. Yahut üzerinde oturmakta olduğu taht yürüyerek meyvelerin bulunduğu yere gider. Böylece o, hiçbir zahmet çekmeden istediği her nimete rahatlıkla ulaşır. Bu nimetler, takvâ sâhiplerine, çirkin amellerden kendilerini koruyanlara; dünyadaki birkaç günlük sıkıntıya sabredenlere mahsustur...
Ahmet Demirbaş
TÜRKİYE GAZETESİ 7.4.2017
Erkek: Hâmi - Kız: Zübeyde - İftar Yemeği: Ezogelin çorbası, Izgara et, Şehriyeli pilav, Üzüm.
Uluslararası Kamerî Aybaşları ve Hicrî Takvîm Birliği Kongresi 28 - 30 MAYIS 2016 / İSTANBUL - TÜRKİYE