MENKIBE............. KİSRA’NIN TÂCI

Hicret emri gelince,  Resûlullah efendimiz Hazret-i Ebûbekir’i yanına alıp, gizlice yola çıkar. Müşrikler 100 deve ödül vade-der, peşine adam takarlar. Bunlardan Sürâka değişik bir izcidir, onları bulmakta zorlanmaz. Atıyla yaklaşır, yaklaşır ayakları kuma saplanır.  Efendimiz duâ edince kurtulur. Sonra yine saldırmaya kalkar. Ayaklar yine kumda. Bu açık mucize karşısında Kelime-i şehadet getirir ve der ki: “Siz huzur içinde yolunuza devam edin! Ben peşinizdekileri geri çeviririm.”
Efendimiz gülümser; “Sana Kisra’nın tâcını verseler ister misin?”
- Kisra bin Hürmüz mü?
- Evet.
- Bunu kim istemez ki.
Devir, Hazret-i Ömer devri... Müminler İran yolunda... Yorgun argın İran’a varır. Acem ordusu zinde ve ferahtırlar. Silah ve asker üstünlükleri çok fazla.
Ordu komutanı Sad bin Ebi Vakkas, Rüb’i bin Amir’i (radıyallahü anhüm) Kisra bin Rüstem’e yollar. Ünlü komutan sorar:
- Ne istiyorsunuz?
- İnsanları Allahü teâlâdan başka şeylere tapmaktan kurtarmak, İslâmın adaleti ile tanıştırmak, dünya ve ahirette kurtuluşa kavuşturmak... Size üç teklifimiz var: Eğer Kelime-i şehadet getirirseniz kardeş oluruz, döneriz yurdumuza.
- Biz Müslüman olmayız.
- Öyleyse cizye verin!
- Siz kimsiniz ki vergi istiyorsunuz?
- Savaşacağız o zaman!
- Muharebe mesele değil de şimdi cesetleriniz sahraya yayılacak.
- Onu Allah bilir...
Ve harp başlar... Kisra askerini teşvik için meydana çıkar, bir sahabe onu öldürür, İran ordusu dağılır, Müslümanlar görülmemiş bir zafer kazanırlar.
Sonunda İran hazineleri Medine-i Münevvere’ye taşınır. Hazret-i Ömer, Kisra’nın tacını görünce, Hicret günlerini hatırlar.
- Nerede Sürâka?
- Buradayım ya Emir’el-müminin.
- Resûlullah, bu tâcı sana vadetmiş miydi?
- Etmişti efendim.
- Gel öyleyse, emanetini al!
Hazret-i Ömer emaneti Sürâka bin Mâlik’e verir. Hazret-i Sürâka, mübârek sözü hatırlayıp, bu mucize karşısında ağlar ve ağzından şu iki kelime dökülür: 
“Sadaka Resûlullah!” (Resûlullah doğru söyledi)
M. Said Arvas

TÜRKİYE GAZETESİ 02.06.2016