HÂTIRA ............ AFRİKA’YI GÖRDÜM, DERTLERİME GÜLDÜM (1)
Değişik yardım kuruluşları ile (Gönüllüler, TADD, İhlas Vakfı) defalarca Afrika’ya giden diş hekimi Şule Arvas, anlatıyor:
*Evler harabe, karınları aç, ne üstlerinde var ne başlarında. Ama somurtmuyor, yakınmıyor, gülmeyi biliyorlar. Düşünüyorum da onların dertleri ne? Bizimkiler ne? Rahat mı batıyor, üzüntü mü arıyoruz yoksa?
*Bebek ölümleri o kadar sıra-dan ki, anneleri alıyorlar cesedi kucaklarına, kese kâğıdı gibi götürüyorlar âdeta. Türkiye’de bir anne, yavrusunu kaybetse durabilir mi ayakta?
*Bir çocuk geldi, sanki ağaç parçası saplanmış ayağına. Meğer kaval kemiği yırtmış eti dışarı çıkmış, kurumuş dala dönmüş zamanla. O hâliyle 50 kilometre yürüyüp gelmiş yanımıza.
*İlk seyahatim çok ağırdı. Minibüs gibi bir araca bindik. Ne klima var, ne havalandırma.
- Şoför bey ne kadar sürer?
- Çok sürmez, 20 saatte vasıl oluruz inşallah.
Haritada öyle görülmüyordu ama. Yollar tarla gibi, çukur tümsek gidiyoruz sallana sallana. Şükretmek lâzımmış. Birden kum fırtınasına yakalandık. İçerisi toz duman. Sonra bir yağmur. Oh be diyemeden sele çevirdi. Yollar aktı gitti ırmağa. Köprüler de yıkılmasın mı,? Üstüne bir de lastik patladı. Sök, yapıştır, şişir. Yola çıktık öbürü patladı bu defa.
*Lâkin insanları görünce iyi ki gelmişim dedim, çünkü ihti-yaçları vardı bana. İş, diş tedavisini de aştı, abla kardeşe bağladık sonunda. İnanın şefkate çok muhtaçlar. Çocuklar geliyor, bacaklarınıza sarılıyor, elinizi tutuyor, dokunmak istiyorlar. Saçını düzeltiveriyorsun gözlerinin içi gülüyor. Yetim başı okşamanın ecrini biliyorsunuz.
*Afrika’da hekimlik baştan ayağa risk. Eğer akşamları kanınızı emen sivrisineklerden biri malarya taşıyorsa sıtma olabilirsin pekâlâ. Cilt hastalığına yakalanabilirsin, AIDS de çok yaygın burada.
*Kalacak yerler perişan, yerde yatıyoruz. Hanımlar koğuşunda 7 kişiyiz yan yana. Her taraf böcek, öyle de arsızlar ki, üze-rimizde geziniyorlar. Çekirgeler bıktırdı zaten, yemek yiyorsun tak düşüyor tabağa. Akşam eve giremiyorsun, milyonlarcası yığılmış kapıya... Ne zaman baksanız camda bir kertenkele, fırsatını bulsa içeri dalacak anında.
*Para var ama alacak şey yok ki. Biraz patates bulduk. Kapattık sterilizatöre, pişirip soyduk soyduk yedik iştahla. (Devamı yarın)
Erkek: Kâzım - Kız: Hürrem - Yemek: Kıymalı yumurta, Patlıcan musakka, Salata.
Uluslararası Kamerî Aybaşları ve Hicrî Takvîm Birliği Kongresi 28 - 30 MAYIS 2016 / İSTANBUL - TÜRKİYE