MAKALE................... TENKİT AHLÂKI
Başkalarını gözlemleyip her özelliğini bir anda sayıp dökebiliriz? Detaylı analizler, değerlendirmeler yapabiliriz.
Başkalarının hatalarını, kusurlarını, yanlışlarını, ayıp-larını, eksiklerini, zayıflıklarını en ince ayrıntısına kadar deşer, bir sondaj makinesi gibi ortaya çıkarabiliriz.
Hep eleştiri, hep eleştiri… Hepimiz, tetikte bekleyen bir eleştiri makinesi gibiyiz. Bir eleştiri makinesi olmanın kime ne faydası olabilir ki? Bir başkasının yanlışını bulmak bize ne kazandırır ki?
Kendi yanlışlarımız, hatalarımız, kusurlarımız, eksikleri-miz, zayıflıklarımız, ayıplarımız dipdiri, capcanlı bir dağ gibi karşımızda dururken…
Kendi kusurlarını gizlemenin en kötü yolu, başkalarının kusurlarına odaklanmaktır. Bu, acziyettir. Kendisini kusursuz görmek, kibirli bir aptallıktır.
Başkalarının hatalarına odaklanmak kendi kusurlarımızı görmemize perde olur. Bu ise ahmaklıktır.
Hayat, hep başkalarının kusurlarıyla, yanlışlarıyla, hatalarıyla uğraşacak kadar ucuz olmamalı.
Başkalarının kişisel hatalarına, yanlışlarına odaklanmak, bizim de o hatanın çekim alanına düşmemize, o konuda bir teste girmemize sebep olur. Başkalarında hata arayıcılık tutkusu kibirdir.
Eleştirideki niyet, karşınızdaki kişiye, katkıda bulunmak, yanlışını düzeltmesine yardımcı olmak, omuz vermek, hatalarını onarmak ise bundan o da fayda görür, sen de fayda görürsün.
Kırmadan, incitmeden, dışlamadan, kınamadan, yumuşak kelimelerle, egomuzu aradan çıkararak yapmak gerek bunu. İnsan, başkasını onarmaya çalışırken kendini de onarmalı. Başkasına öğüt verirken kendine de öğüt vermeli. Ve önce kendine bakmalı insan. Kendine doğru bir yol aramalı, bulmalı.
Sözün özü, sen yine de Mevlânâ’nın dediği gibi ol: “Başkalarının kusurlarını örtmede gece gibi ol.”
Çünkü Kader’in oku insanı, kınadıklarıyla vurur.
Eftal Orhan 5.12. 2015
Erkek: Faruk - Kız: Ümmühan - Yemek: Ezogelin çorbası, Karnabahar, Pilav, Revani.
Uluslararası Kamerî Aybaşları ve Hicrî Takvîm Birliği Kongresi 28 - 30 MAYIS 2016 / İSTANBUL - TÜRKİYE