Untitled Document

MENKIBE............ ŞİKÂYET ETMEYİN

1970’li yıllar... Bilecik ilinin şirin bir kazasında ikâmet etmekteyiz. Evimizde kiracı olan bir de müftü ağabeyimiz var.Yüzüne bakınca insanın içini rahatlatan biri. Ne zaman aklıma bir fıkıh meselesi takılsa sorardım. Ama her defasında da aynı cevâbı alırdım:
- İstersen akşama bize gel, o meseleyi rahat konuşuruz.
O yıllarda namaza yeni başla-mıştım. Bilmediğim çok konu vardı. Müftü de hazır yakınımdayken kafama ne takılırsa soruyordum...
Müftü Ağabey gençliğinde Necip Fazıl Kısakürek’le de tanışmış.
İlçemizde bir de imamlık yapan hocamız vardı. Tecvidiyle birlikte Kur’ân-ı kerîmi okumayı da ondan öğrenmiştim. Müftü Ağabey ile bu imam, birbirlerine kar-deşten öte bir sevgiyle bağlıydı. 
Bir gün imam, Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye kitabının yazarı Hüseyin Hilmi Işık Efendi’den bahsetmiş, İstanbul’da ikâmet etmekte olduğunu söylemiş.
Müftü Ağabey de bu merakla aybaşında İstanbul’a gitmiş. Maksadı bu mübârek zâtı da ziyâret etmek... Fakat imkân bulamıyor ve göremeden mahzun bir şekilde geri dönüyor. İkinci aybaşında yine görmek imkânı bulamıyor... Kalbi kırık, gönlü yaralı, boynu bükük, üzüntülü bir şekilde yine geri dönüyor. 
O akşam yatsı namazından sonra açıyor ellerini, gözyaşları içersinde yalvarıyor, hıçkıra hıçkıra duâ ediyor:
“Kimseye hâlimi anlatamıyorum. Onu görmek, tanışmak istiyorum... Resulullah Efendimizin hürmetine, o mübârek zâtı görmeyi ihsan eyle Allahım!”
O gece rüyâsında sevgili Peygamberimizi görüyor. Evin içine, gözleri kamaştıran bir nur ile giriyor. Kulaklarına: “Üzülme evlâdım, arzuna kavuşacaksın inşallah...” diye fısıldıyor.
Gündüz hayâlinde, gece dü-şünde. Bu müjde ile, sevinç ve mutluluk içinde uyanıyor...
Aradan 2-3 gün geçiyor. Bir gün, imam müftüyü akşam yemeğine davet ediyor. Davette bir de ne görsün?
Hüseyin Hilmi Işık Efendi orada değil mi? Şaşkınlık ve sevinçle “Hocam!” diye büyük bir edeple eline varıyor...
Yemekte o mübârek zât, kulağına eğilip diyor ki:
“Sakın bir daha bizi Peygamber Efendimize şikâyet etmeyin, olur mu kardeşim?”


Erkek: Sermet - Kız: Suna - Yemek: Un çorbası, Balık tava, Salata, Helva.

 



Featured Image 01