Untitled Document

MANZUM MENKIBE................ HAZRET-İ ÖMER

Hazret-i Ömer birgün, eshâbla söyleşirdi,
Fakir, düşkün bir köle, oraya geliverdi:
 
Söyledi ki: (Yâ Ömer, insâfın yok mu senin?
Kalk, hizmet eyle bana, sen nasıl halîfesin?)
 
Üzüldü Ömer Fâruk, onun bu sözlerine,
Dedi ki: (Ne istersen getireyim yerine?)
 
Dedi ki: (Çoktan beri, yırtıktır şu gömleğim,
Elim de tutmuyor ki, kendim tâmir edeyim.
 
Emîrül mü’mininsin, mâdem ki şu anda sen,
Al da dik şu gömleği, budur senin vazîfen.)
 
Acıyıp buyurdu ki: (Çok haklısın kardeşim,
Düşkünlere hizmettir, evvelâ benim işim.)
 
Fakir, yırtık gömleği, uzattı halîfeye,
Ki, yırtık yerlerini, dikip de versin diye.
 
Tâmire başlayınca, fakirin gömleğini,
Söyledi bu sefer de, başka bir dileğini. 
 
Dedi: (Çıplak durmaya, alışmamış bedenim,
Gömleğini çıkar da, üzerime ört benim.)
 
Ona da; “Peki” deyip, çıkardı gömleğini,
Üzerine örterek, yaptı bu dileğini.
 
Tâmirini bitirip, giydirdi ona derhâl,
Buyurdu ki: (Hakkını, ettin mi bana helâl?)
 
Dedi ki: (Ben hakkımı helâl ettim fakat,
Bilesin ki sen dahi, edersin bir gün vefât.)
Abdüllâtif Uyan
 
NÜKTE..........  YAKALANAN HER ZAMAN SUÇLU MU
Turnalar birgün bir tarlada yiyecek ararlarken yanlarına kazlar gelir. Az sonra yanlarına yaklaşmaya çalışan avcıyı fark ederler. Turnalar daha çevik ve hafif oldukları için hemen uçarlar. Hâlbuki kazlar ağır hareket ettikleri için avcıdan kurtulamazlar.
Netice: Yakalananlar her zaman suçlu değildir.


Erkek: Akif - Kız: Gülşen - Yemek: Un çorbası, Etli karnabahar, Havuç tatlısı.

 



Featured Image 01