Untitled Document

ŞİİR.......... ... ERZURUM MÜDAFAASI’NDAN

Düşman üç ay içinde girmişti Erzurum’a,
Canlar dayanmıyordu bu uğursuz duruma.
 
Eloğlu geziyordu, sevinçle Erzurum’da,
“Dağları biz yarattık.” gibi hepsi kurumda.
 
Hepsi de mala, cana, nâmusa, el atıyor,
Türk gözüne bu hâller diken gibi batıyor.
 
Birgün geldi dayandı, kemiğe artık bıçak,
Türkler dedi: “Bu işin sonu neye varacak?”
 
Kara Fatma adında, bir kız çıktı meydana,
Ya aslandır, ya kaplan onu doğuran ana.
 
Kılıç gibi ortaya fırlattı gövdesini,
Çağırdı Türk olanı, yükselterek sesini:
 
“Hey dullar, ihtiyarlar, çocuklar, nişanlılar,
Sınırlarda dövüşür gürbüz delikanlılar.
 
Onların kanı var da, yok mu sizin kanınız?
Kadınlar, ihtiyarlar, çocuklar, toplanınız!
 
Haydi, hazırlanınız alçaklarla güreşe,
Derler, ya devlet başa, yahut da kuzgun leşe!”
 
Ayaklandı ansızın bunu duyan, duymayan,
Köylü, şehirli, herkes yollara düştü yayan.
 
Kiminde bir odun var, en zorlu silâh diye,
Kiminde de bir kaya, düşmanlara hediye.
 
Bilenmemiş bir balta, bir kadının elinde,
Sonra paslı bir bıçak, bir genç kızın belinde!
 
En başta er bakışlı, Türk kızı, Kara Fatma!
“Türk kızı” da, yetişir sözü fazla uzatma!
 
İşte bu korkunç alay o gün yola dizildi,
Nerde düşman gördüyse, boğaz boğaza geldi.
 
Kimi aldı düşmanın, bir sopayla canını,
Kimi savaş yolunda, sebil etti kanını.
 
Can havliyle aradı, sığınacak bir delik,
Alçak bize kazdırttı, mezarını üstelik?
 
Halk zafere kavuştu, hemen o kanlı günde,
O şanlı, Aziziye Tabyası’nın önünde!..
Faruk Nafiz Çamlıbel
DÜNKÜ CEVAP: 6


Erkek: Gazanfer - Kız: Gülistan - Yemek: Yayla çorbası, Ciğer tava, Salata, Güllâç.

 



Featured Image 01