SOHBET........... HAZRET-İ ÖMER-ÜL FÂRÛK
Eshâb-ı kirâmın en büyüklerinden, Aşere-i Mübeşşeredendir. Yani; Cennetle müjdelenen 10 kişiden biridir. Resûlullahın (aleyhisselâm) ikinci halifesidir. Kureyş’in büyüklerinden idi. Çok güzel konuşurdu. Önce, Resûlullaha düşman idi. Resûlullaha, peygamber olduğu bildirildiği günün 6. yılında, Müslüman oldu. Bütün gazâlarda bulundu. Arslan gibi döğüştü. Uhud’da Resûlullahın yanından ayrılmadı. Daima doğru söylediği için (Fârûk) dendi. Halife Ebû Bekir, vefât edeceği zaman, Eshâb-ı kirâmın ileri gelenlerini çağırıp görüştükten sonra, Hazret-i Ömer’i halife tayin etti. Emîr-ül müminin ismini aldı. Az zamanda o kadar çok yer aldı ki, tarihçileri şaşırttı. Kudüs’e gidip, adaleti ile Rumları hayran bıraktı. Kadsiye Zaferi’ni kazanarak, orduları Azak Denizi’ne kadar ilerledi. Tunus’a kadar feth olundu.
Onun zamanında, 4 binden fazla câmi, mescit yapıldı. Hazret-i Muâviye’yi Şam valisi yaptı. Her sene hac yaptı. 10,5 sene ve 7 gün, dünyada hiç görülmemiş bir adaletle halifelik yaptı. Hazret-i Ömer Adaleti diye, bütün dünyada misal verilmektedir. Hicrî 23’ncü yılın Zilhicce ayında, bir sabah namazında, Mugîre bin Şu’be hazretlerinin kölesi, Ebû Lü’lü’ Firuz tarafından bıçakla karnına vurularak, 63 yaşında 3 Kasım 644’de şehit edildi. Peygamberimizin kabrinin bulunduğu Hücre-i Se’âdette, Hazret-i Ebû Bekir’in yanına defnedildi.
= = =
Ebû Hafsâ’dır künyesi, Hattâb’dır baba ismi,
Hazret-i Ömer de, Allahın sevgilisi.
Adaletin timsali, Sıddîk’ın halifesi,
İyilikler pınarı, merhamet hazinesi,
Otuz iki yaşında, şereflendi İslâmla,
Garip olan müminler, kuvvet buldu onunla.
Allahın sevgilisi, Ömer ibnil Hattâb’a,
Fârûk buyurmuş idi, lâkap olarak ona.
Erkek: Faruk - Kız: Emel - Yemek: Ezogelin çorbası, Karnabahar, Etli pilav, Revani.