TARİH.............. ÜÇ AÇLIK HÂTIRASI
Bugün Türkiye’de her yıl 44 milyar ekmek üretiliyor ama ne yazık ki 4 milyar ekmek çöpe gidiyor. Tarihte askerlerimizin harplerde çektiği açlık hakkında, arşivlerimizde yüzlerce bilgi ve belge var. Bunlardan üç tanesi kısaca şöyle:
=Balkan Harbi’nde Trakya’da savaş muhabiri olarak bulunan Fransız gazeteci Stephane Lausanne, şöyle yazıyor:
“Bir subay da açlıktan bayılacak hâle gelmişti. Son tedbir olarak paltosunun iç cebine bir ekmek kabuğu saklamıştı. Sabahleyin bitkin bir şekilde ekmeğini çıkarmış, atın üstünde doğrulup yemeye hazırlanmıştı. Ancak, tam o anda yolun kenarında, donuk bir hâle gelmiş bir yaralıyı fark etmişti. Yaralı doğrulmuş, öylesine yalvaran bir tavırla elini uzatmış ki subayın yüreği parçalanmış. Elindeki ekmeği, bu zavallı yavrunun eline bırakmak istemiş, tam o anda da atı hareketlenmiş ve ekmek elinden kayıp çamurların içine düş-müştü. O esnada yaralı asker kendini yere atıp, insan kanları ile karışmış çamurlar içinde bulunan bu ekmek parçasını alıp ağzına götürmüştü...”
=Birinci Dünya Savaşı’nda yedek subay olarak askere giden Sivaslı Rıfat Erdal da hâtıralarında; “Erzurum ve Erzincan düştükten sonra, Erzincan-Sivas arasındaki dağlarda mevzilendik. Kış çok şiddetliydi. Askerlere yiyecek için haftada ancak zayıf bir sığır bulabiliyorduk. Sığırların derilerini de askerlerin çarıklarını tamirleri için parçalayarak dağıtıyorduk. Askerlerin niçin çarıklarını tamir etmediğini sorduğumda çavuş boynunu büktü ve; “Efendim biz sığır derilerini erlere dağıtıyoruz. Ancak karınları aç olduklarından hemen közleyip yiyorlar.” dedi ifadelerini kullanıyor...
Rıfat Erdal-Hayat Tarih Mecmuası
=1919 yılında İngilizler Antep’i işgal ettiklerinde ileri gelenleri yakalayarak Mısır’daki esir kamplarına gönderdiler. Bunlardan biri olan Eyüb Sabri (Akgöl) esaret hâtıralarında diyor ki:
“İngilizler kamptaki asker ve sivil esirlere ölmüş katır, beygir eti veriyorlardı. Ağustos sıcaklarında kokmuş bu etleri yemek mecburiyetinde kalan pek çok mazlum askerimiz dizanteri ve uyuza benzeyen palağra hastalığına yakalanarak öldüler...”
Erkek: Kâmil - Kız: Kâmile - Yemek: Soğan çorbası, Balık tava, Salata, Aşûre.