HÂTIRA............. ENVER ABİNİN ÇİLELİ HAYATINDAN (1)
√ Gazeteci, iş adamı, kültür adamı ve gönül insanı. Kendisini tanıyan ve sevenlerce hep “Enver Abi” olarak anıldı.
√ Ege’nin bir kasabasında geçen çocukluğundan; “1940’lı senelerdi… İnsanlar ve din üzerinde baskı fazlaydı. Ben çok küçüktüm. Babam, evde Kur’ân-ı kerim okurken, dışarıdan bekçi görmesin, biri şikâyet etmesin diye perdeleri kapatır, lambaları kısardı...”
√ Enver Bey, askerî lise tazminatını annesinin küpeleri, bilezikleri ile ödüyor; “Çileli ve borçlu hayatım işte o gün başladı.” diyor.
√ 14 yaşında babasız kaldı. Parasız okuyabilmek için Kuleli Askerî Lisesi’nde, sonra kayınpederi olacak kimya hocası Hüseyin Hilmi Işık Efendi ile tanışıyor. “Mânevî yönü güçlü bir arkadaş grubu ile hocamızın sohbetinde dünyayı unuturduk. Çıktığımızda; “Allah Allah, dünya var, evler var, arabalar var...” derdik.
√ “Gazeteyi kurduğumuz zaman beş paramız yoktu. Parasızlıktan Fatih’teki evden Cağaloğlu’ndaki gazeteye kadar yaya giderdim.”
√ “İlk günlerdi; “Matbaacı M. Ali Türksever bana ısrarla; ‘Bu gazetenin arkasında kim var?’ diye sordu. Kimse yok dediysem de inanmadı. ‘Burada söyleyemem. Gel tenha bir yere gidelim.’ dedim. Başka bir odaya gittik. Kulağına eğilip ‘Allah var.’ dedim.”
√ 1970 senesinde 2 personelle başlayan gazete faaliyeti 1997’de 29.000 personele ulaşıyor. Zamanla Türkiye Gazetesi, basında hâlâ kırılamayan tiraj rekorunun sâhibi oluyor. Tarihler 10 Aralık 1989’u gösterdiğinde gazete satış rakamı 1.424.350’yi görüyor.
√ “1980’lerde gazetenin reklam müdürü Fahreddin Tacer ile beraber Sakıp Sabancı’ya gittik. Bize 15 dakika lütfen randevu verdiler. ‘Ne istiyorsunuz?’ diye sordu. Biz sizden bir şey istemeye gelmedik; kitap vermek için geldik. Dinimizde; zenginliğinden ötürü bir kimsenin önünde eğilenin, dininin üçte ikisi gider.’ dedik. Çok şaşırdı. Sonra izin istedik. ‘Dur! Dur! Bir dakika!’ dedi. Tam 45 dakika görüştük. Sekreter diğer randevuları hatırlatıyordu. ‘Git, git! Herkes benden bir şey istiyor. Bir tane adama rastladım, tam burasından konuşuyor.’ dedi ve kalbini gösterdi.”
√ “Uzun seneler parasızlık ve kadrosuzluktan çok sıkıldım. Ancak en zor anlarımızda Cenâb-ı Hak imdadımıza yetişti.”
Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci (Hayat Hayaldir)