HÂTIRA......... ENVER ABİNİN ÇİLELİ HAYATINDAN (2)
√ Enver Bey, hep Osmanlı sevgisiyle yaşıyor. 1967’de doktoraya başlayıp araştırma için İtalya’nın Napoli şehrine gittiğinde, Sultan Abdülhamid Hânın sürgündeki eşlerinden Behice Sultan’la tanışıyor. Onun kapısını çalıp; “Efendim, bendeniz namazını kılan, İslâm terbiyesi ve ahlâkı ile yetişen, Sultan Hamid Hân hazretlerini çok seven bir Türk’üm. İstanbul’dan geldim. Burada olduğunuzu haber alınca içime sizinle tanışmak, duâlarınıza kavuşmak ateşi düştü.” diyor. Behice Sultan’ın dudaklarından ise duvarları çınlatan; “Elhamdülillah! Böyle genç bir Türk Müslüman evlâdını görmek nasip oldu.” sözleri çıkıyor. Enver Bey onu sık sık ziyâret edip (aldığı öğrenci bursunun önemli bir kısmıyla) İstanbul’da da vefâtına kadar hizmet ediyor. Sadece Behice Sultan’a değil, bütün Osmanlı Hânedan mensuplarına sâhip çıktı. Osmanlılar hakkında; “Onlar olmasa idi, şimdi belki biz olmazdık. İmânımızı, îtikadımızı, vatanımızı onlara borçluyuz .” derdi.
√ Kayseri’den bir iş adamı heyeti Hindistan’a gidiyor ve Nizameddin Evliyâ hazretlerinin kabrini de ziyâret ediyor. Yüzlerce fakir... Ellerinde tas, hepsine yemekler veriliyor. İş adamı; “Peki ama değirmenin suyu nereden geliyor?” diye sorunca şu cevabı alıyor: Siz Türkiye’den geliyorsunuz. Enver Ören diye birisini tanımıyor musunuz? Ona sorun!...”
√ 28 Şubat 1997’deki postmodern darbeyle İhlas Holding zor duruma düşüyor. Askerlerin; “Yeşil Sermaye”ye dâhil ettiği İhlas Holding için baskılar yapılıyor. Enver Bey, diğer medya patronları gibi Çevik Bir ve darbenin sair mimarları tarafından, Ankara’da saatlerce sorguya çekiliyor. O sorgu kendi cümleleriyle; “Bu yapılan şeyler cemiyette kaosa yol açar, kan dökülebilir...” diyecek oldum. “Biz bu uğurda birkaç milyon kişinin ölümünü göze aldık.” demesin mi? Bunun üzerine mütedeyyin Müslümanları incittiklerini söyledim. “İkisi arasındaki fark nedir.” diye sordular. “Birinin gözü mezarda, diğerinin gözü Ankara’dadır.” dedim.
√ Ömrünü 28 Şubat döneminde; “kara listeye” alınıp batırılan İhlas Finans’ın borcunu ödemeye adayan Enver Ören, ağır hastalıklarla yıllarca mücadele ettikten sonra, takvimler 22 Şubat 2013’ü gösterirken vefât ediyor… (Hayat Hayaldir kitabından)