MAKALE........ BİR ÜLKE DÜŞÜNÜN
Bir ülke vardı: Hemşireler kapı kapı gezip mamanın faydalarını, çocukları daha zeki yaptığını, anne sütünün ise zararlarını anlattılar. Anneler kendi sütlerini kesip o pahalı mamaları alıp çocuklarına yedirdiler. Ne de olsa; okumuş insandan daha iyi bilecek değillerdi ya.
Bir ülke vardı: Köylerinde mis gibi yoncaları yiyip, yağlı yağlı süt veren ineklerin sütünü bıraktırıp, okul sıralarındaki köylü çocuklara hayırsever ABD süt tozunu suyla karıştırıp dağıttılar ve lıkır lıkır içirdiler. Ne de olsa; öğretmenden daha iyi bilecek değillerdi ya.
Bir ülke vardı: Tereyağ, yumurta, sakatat kolestrolü fırlatıyor aman yemeyin diye korkuttular. Yerine içinde jelatin olan, bakterinin bile üremediği margarinler yer aldı sofralarda. Ne de olsa; Zavallı halk koskoca profesörlerden daha iyi bilecek değillerdi ya.
Bir ülke vardı: Günlerden birgün kuş gribi geldi bu ülkeye. Tavukların ayaklarından çuvala tıkıp tıkıp imha ettiler. Halk korktu. Yerli ırk tavukları imha ettirdi. Ne de olsa; Halk koskoca gazeteciden daha iyi bilecek değildi ya.
Bir ülke vardı: Güzelim zeytin ağaçlarıyla doluydu ama zeytinyağı yanınca kanserojen yapıyormuş. Ayçiçek ve margarin yağının faydalarını, anlatan reklamları izleyen bacım, ürettiği zeytinyağını satıp diğerlerini aldı. Ne de olsa; bacım TV’dendaha iyi bilecek değildi ya.
Ne mi oldu bunlara?..
Yıllardır önüne koyduklarını yiye yiye, içe içe, aklına girdiklerini sindire sindire fıtrat yok oldu. His yok oldu. Ar damarı çatlayalı yıllar yıllar oldu.
Güngör Arslan 22.09.2020
GÜNÜN TARİHİ.............. İZMİR’İN KURTULUŞU
Yunanistan, İngilizlerin teşviki ile 15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgâl edip, Ankara’ya kadar yaklaştı. Bu tarihten sonra, yurdun her köşesinde teşkilâtlar kurularak, düşmana karşı mücadeleye başlandı. 3 yıl 3 ay 25 gün süren acılı günlerden sonra, 26 Ağustos’ta başlayan Büyük Taarruz sonunda 9 Eylül 1922 sabahı, Fahrettin (Altay) Paşanın komutasındaki Türk süvarileri şehre girdikleri zaman İzmir’i ateşe verilmiş, yanar hâlde buldular. İzmirliler, yine de sevinçliydi. Çünkü düşman işgâlinden kurtulmuşlardı. Yunanlıların bir kısmı ABD’nin gemileriyle Yunanistan’a dönerken, çoğu da Ege Denizi’nde boğuldu.