SOHBET.......... ALLAHI UNUTANLAR
Mûsâ aleyhisselâm, Allahü teâlâya; “Yâ Rabbî, sevdiğin ve buğzettiğin kimseleri nasıl ayırabiliriz?” diye suâl etti.
Allahü teâlâ buyurdu ki:
“Sevdiğim kulun iki alâmeti vardır:
O beni yerde anar, ben de onu, yerde ve gökte bulunan meleklerin yanında anarım. Günah işlemekten muhâfaza eder, azâbımdan uzaklaştırırım.
Buğzettiğim kulun da iki alâmeti vardır:
Beni unutup, hiç anmaz, günah ve isyan içinde yüzer. Buğzettiğim kimsenin gönlü kibirlidir, dili kötü söyler, gözü kötülüktedir, eli de cimridir. Böyle kimseye gazaplanıp azap ederim.”
Hadîs-i şerîfte de buyuruldu ki:
“Allahü teâlâ, sizin güzel sûretlerinize, mallarınıza bakmaz. Kalblerinize ve amellerinize bakar.”
Yâni; Allahü teâlâ, insanın yeni ve temiz elbisesine, makam ve rütbesine bakarak sevap vermez. Amelini, ne düşünce ile, ne niyetle yaptığına bakarak sevap veya azap verir.
GÜNÜN TARİHİ.........SAKARYA SAVAŞI SONU
Birinci Dünya Harbi’nin sonunda, İstanbul’u Türklerin elinden almaya çalışan İngilizler, Yunanlıları da İzmir’e asker çıkarmaya zorladılar. 15 Mayıs 1919’da İzmir’e ayak basar basmaz, Türk komutan ve erlerini sokaklarda süngüleyerek, vahşetlerini sergilemeye başladılar. 2.5 ayda, Ankara’ya yaklaştılar. Yunan kralı, İngiliz subaylarına, Ankara’daki zafer balosu için davetiye veriyordu.
Polatlı yakınlarında, 23 Ağustos’ta başlayan Sakarya Savaşı, geceli ve gündüzlü, 22 gün sürdü. 13 Eylül 1921’de sona erdi.
40.000 kişilik Türk ordusunda 10.000 tüfek vardı. Yunan ordusu ise hepsi tüfekli, 100.000 kişiden fazla idi. Onlarda 300 top ile 20 uçak, bizde 170 top ve 1 uçak vardı. Bu şartlar altında bile düşman hezimete uğradı. Eskişehir’e kadar geri çekildi. Bir sene sonra da 9 Eylül 1922’de İzmir’de çoğu denize döküldüler.