MENKIBE........... HAZRET-İ EBÛ BEKİR
Hazret-i Ebû Bekir tüccardı. Şam'da seferde iken, bir gece rüyâsında, gökten Ay inip, kucağına girdi, iki eliyle onu kucakladı, göğsüne bastı ve uyandı. Yemlîhâ adında bir râhibe rüyâsını tabir ettirdi. Râhib; “Nerelisin?” deyince; “Hicaz'danım.” dedi. Râhib dedi ki: “Ey Arabistanlı, rüyânda, sana büyük müjdeler vardır. Tâbiri için ücretini ver.” Hazret-i Ebû Bekir 12 dinar verdi. Râhib dedi ki: “Gökten inen o Ay, âhir zaman Peygamberidir. Yakınlarda zuhûr edecektir. Sen O’nun hayatında veziri, sonra da halîfesi olursun. Eğer ben sağken, O’na yetişirsen, bana haber ver, ölmüş isem, selâmımı ona ulaştırırsın...” Bunları söyleyip, 12 satır bir mektup yazarak, hazret-i Ebû Bekir'e verdi. O mektupta şunlar yazılı idi:
“Esselâmü aleyke yâ Muhammed bin Abdullah! Hakikaten sen âhir zaman Peygamberisin! Bu mektûbu Ebû Bekir ile sana gönderdim. Ben sana îmân getirdim ve ümmetinden oldum. Ebû Bekir rüyâsını tabir ettirdi... Eğer sağ olursam gelip önünde gazâ ederim. Eğer yetişemezsem, âhırette beni şefaatinden unutmayasın!” Hazret-i Ebû Bekir; “Eğer rüyâm, tâbir ettiğin gibi olursa, sana 100 dinar daha veririm.” dedi.
Bu hâdiseden 12 sene sonra Hak teâlâ, hazret-i Muhammede vahiy eyledi. Bir gece Peygamber efendimiz, Ebû Kubeys Dağı'na çıkıp dedi ki:
- Allahü teâlâya davet edenin davetini kabul ediniz. Lâ ilâhe illallah, deyiniz!..
Ebû Bekir, yatıyordu, söylenilenleri işitti. “Eşhedü en lâ ilâhe illallah. Ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resûluh!” dedi. Birkaç gün sonra, Resûlullah efendimizle buluşunca, efendimiz ona buyurdu ki:
- Ne olur, İslâma geleydin!
Hazret-i Ebû Bekir de;
- Bir mûcize görmek isterim.
Deyince, Resûlullah efendimiz şöyle buyurdular:
- 12 yıl önce gördüğün rüyâ sana yetmez mi? Yemlîhâ râhibe tabir ettirdin, 12 dinar verdin ve 100 dinar daha vâdettin. O râhib, 12 satır bir mektup yazıp, sana verdi. O mektupta yazılanlar şunlardır...
Hazret-i Ebû Bekir bunları işitince hemen o anda îmân etti.
- “Eşhedü en lâ ilâhe illallah. Ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resûluh! Sen, Yemlîhâ râhibin haber verdiği Peygambersin!”