TARİH.......... İNGİLİZLERİN OSMANLIYI YIKMA PLÂNI
Osmanlı Devleti son zamanlarda, Avrupa’ya tahsil için talebeler gönderdi. Bunların bâzıları aldatıldı, mason yapıldı. Fen ve teknik öğrenecek olanlara, İslâmiyeti ve Osmanlı İmparatorluğunu yıkma teknikleri öğretildi. Mustafâ Reşîd Paşa Londra'da bulunduğu zaman İskoç masonları ile el ele verdi. Sultân Mahmûd Hân, mason Reşîd Pâşa'nın ihânetlerini görerek îdâmını emretti ise de, ömrü vefâ etmedi. Sultânın vefâtından sonra, İstanbul'a dönen Reşîd Paşa ve arkadaşları, İslâmiyete ve Müslümanlara en büyük zararı verdiler. 1839’da pâdisâh olan Abdülmecîd Hân, henüz 18 yaşındaydı. Genç ve tecrübesizdi. Pâdişah, azılı ve sinsi İslâm düşmanı olan İngilizlerin tatlı dillerine aldanarak, İskoç masonlarının yetiştirdikleri câhilleri işbaşına getirdi. İslâmiyeti yıkmak için İngiltere'de kurulmuş olan İskoç Mason Teşkilât’nın kurnaz üyesi Lord Redcliffe İstanbul’a, İngiliz sefîri olarak gönderildi. Sultâna dil dökerek Mustafâ Reşîd Paşa'nın Sadrazam yapılmasını sağladı.
1846’da Sadrazam olan mason Reşîd Pâşa, işbaşına gelir gelmez, Hâriciyye Nâzırı iken, Lord Redcliffe ile el ele verip, hâzırlamış olduğu ve 1839’da ilân ettiği Tanzîmât kanûnuna istinâd ederek, büyük vilâyetlerde mason locaları açtı. Câsûsluk ve hiyânet ocakları çalışmaya başladı. Gençler, din câhili olarak yetiştirildi. Londra'dan alınan plânlarla, bir yandan idârî, zirâî, askerî değişiklikler yaptılar. Bunlarla gözleri boyadılar. Öte yandan da, İslâm ahlâkını, ecdâd sevgisini, millî birliği parçalamaya başladılar. Yetiştirdikleri kimseleri işbaşına getirdiler. Bu senelerde Avrupa’da, fizik, kimya üzerinde dev adımlar atılıyor. Yeni buluşlar, ilerlemeler oluyor. Büyük fabrikalar, teknik üniversiteler, modern harp vâsıtaları kuruluyordu. Osmanlılarda bunların hiçbiri yapılmadı. Hatta, Fâtih devrinden beri medreselerde okutulmakta olan fen, hesap, hendese, astronomi derslerini büsbütün kaldırdılar. “Din adamlarına fen bilgisi lâzım değildir.” diyerek, bilgili âlimlerin yetişmelerine mâni oldular. Sonradan gelen İslâm düşmanları da; “Din adamları fen bilmez, din adamları câhildir, gericidir.” diyerek Müslüman yavrularını İslâmiyetten uzaklaştırmağa çalıştılar. Vatanın asıl sâhibi olan Müslüman Türkler, ikinci sınıf vatandaş hâline getirildi... Hasan Yavaş TÜRKİYE GAZETESİ 11.01.2023