TARİH...... İSTANBUL’DA ARAP CÂMİİ
İstanbul'da bulunan Arap Câmii, İstanbul semâlarında Ezânı Muhammedi'nin yankılandığı ilk câmi olma özelliğini taşıyor. İşte Emevi ordularının İstanbul’u kuşattığı dönemde inşa ettiği bu özel câminin hikâyesi.
İstanbul'un Beyoğlu ilçesindeki Galata semtinde yer alan tarihi yapının, İstanbul'un fethi için 715 yılında gelen İslâm Arap kumandanlarından ve sahabe neslinden oluşan Mesleme Bin Abdülmelik kumandasındaki ordu tarafından yaptırıldığı rivâyet ediliyor. Karadan ve denizden kuvvetli bir şekilde Bizans'ı bir yıl boyunca kuşatan ordu tarafından Konstantiniyye alınamadı ancak zaptedilen Galata semtinde İmparator Leon'la varılan anlaşma sonucu 717 yılında Arap Mescidi inşa edildi ve İstanbul semâlarında ilk ezan sesi duyulmaya başlandı.
İstanbul'daki bu mescitte 7 yıl boyunca ibâdetlerini sürdüren Arap ordusunun Şam'da çıkan bir isyanı bastırmak üzere gitmesini fırsat bilen Dominikan papaz ve rahiplerince kiliseye dönüştürüldü.
İstanbul'un fethinin ardından mihrap ve minber ilâve edilerek tekrardan câmiye çevrildi. Sonraki senelerde restore edilen câmi genişletilerek selâtin câmisi hâline getirildi.
102 merdivenli, sivri külâhlı, kare şeklindeki sıra dışı minâresiyle klasik Osmanlı tarzından ayrılıyor. Câminin dört duvarına ve 22 ağaç sütun üzerine oturtulan ahşap ve süslemeli tavanı ile 8 mermer sütuna oturan barok usulünde mahfili bulunuyor. Câmiyi, 3 kat hâlindeki 70 pencere aydınlatıyor. Dikdörtgen şekilli câminin minâresinin altından avluya girilen tonoz hâlinde bir geçit bulunuyor.
Mimari özelliği Arap tarzını yansıtıyor. Minâresi 716'da Şam'da yapılan Emevi Câmii'nin minâresini hatırlatıyor. Câminin mihrap kısmında olan çilehane, ilk mescidin temelinin atıldığı ve ilk ezanın okunduğu yer.