Untitled Document

MENKIBE....... DİLENCİLİK YAPMA

Resûlullah efendimiz, yiyecek dilenen birini gördü ve sordu:
- Evinde bir şey var mı?
- Evet, yarısını altımıza serip örtündüğümüz bir kilim ile su içtiğimiz bir testimiz var.
- Onları getir!
O da gidip getirdi. Allah Resûlü oradakilere sordu:
- Bunları alan yok mu?
Oradakilerden biri dedi ki:
- Ben bir dirheme alırım!
Peygamberimiz tekrar sordu:
- Daha fazla veren yok mu?
Bir başka Eshâb-ı kirâm fiyatı arttırdı:
- Ben iki dirheme alırım!
Eşya iki dirheme satıldı. Sevgili Peygamberimiz, iki dirhemi mal sâhibine teslim ederek şöyle buyurdu:
- Bir dirhemine ailen için yiyecek al; bir dirhemine de bir balta al ve bana getir!
O kimse, aldığı baltayı getirdi; Sevgili Peygamberimiz mübârek elleriyle ona bir sap taktılar ve şöyle buyurdular:
- Git, odun kesip sat, seni onbeş gün görmeyeyim!
O kimse gitti. On beş gün sonra, on dirhem kazanmış olarak geldi. Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurdu:
- Bu çalışman, kıyâmet gününde, dilenciliğin alnında bir leke olarak bulunmasından, senin için daha hayırlıdır.

GÜNÜN TARİHİ.........  NİĞBOLU SAVAŞI

Osmanlıların Avrupa’da ilerlemelerinden sonra, sıranın kendilerine geldiğini anlayan Macar Kralı, öteki Avrupa devletlerinden yardım istedi. Bunun üzerine Fransa, İngiltere, Almanya ve diğer ülkelerin askerleri Macaristan’da toplandılar. Bu ordu, Türkleri Avrupa’dan çıkarmak için harekete geçti. Geçtikleri yerlerdeki halka zulmederek ilerleyen Haçlılar, Niğbolu Kalesi’ni kuşattılar.
Yıldırım Bâyezid Hân, ordusunun başında hemen harekete geçti. Kaledeki Türk askerleri çok azdı. Ancak kale komutanı Doğan Bey, çok değerli bir komutandı. Kaleyi teslim etmeyerek Yıldırım Bâyezid’e zaman kazandırdı. Osmanlı Ordusu kısa zamanda Niğbolu önlerine geldi. Burada 25 Eylül 1396 günü tarihin en büyük meydan savaşlarından biri yapıldı. Haçlı ordusu yenildi. Bu savaşta Haçlılar 100-120 bin, Osmanlılar ise, 60-70 bin kişi idiler.



Erkek: Lütfullah - Kız: Semra - Yemek: Mantar çorbası, Türlü, Salata, Sütlâç.

Featured Image 01