SOHBET........... ALLAH YERİNE TANRI DEMEK
Türk’ün asaleti ile İslâmiyetin şerefi bir araya gelmeden çok önce, Âsûrîler Türkistan’a girerek, Türkleri, Güneş’e ve yıldızlara tapınmaya alıştırmışlardı. Tan yeri ağarınca, Güneş’e tapınırlardı. Bu sebepten, Güneş’in ismi, tan yeri ve nihayet tanrı oldu. Kur’ân-ı kerîmde, “Benim ismim Allahtır. Beni Allah diye çağırınız. Allah diye ibâdet ediniz. Allah diye yalvarınız!” meâlinde müteaddit âyet-i kerîmeler vardır. O’na, O’nun istediği ismi söylemeyip de, kâfirlerin, mâbutlarına koydukları tanrı ismi ile O’nu çağırmanın, ne kadar yanlış ve ne büyük inat olduğu meydandadır. Meselâ, bir hükümdar, emri altında bulunan kimselere; “Benim ismim Ahmet’tir. Beni, Ahmet diye çağırınız!” dese, onlar da; “Hayır efendim, bizim canımız sana Ahmet demek istemiyor. Taş veya kurt, köpek veyahut en aşağı, büyük düşmanının ismi ile çağırmak istiyoruz.” deseler ve öyle çağırsalar, nasıl çok kızarsa, Allah ismi yerine, O’nun emretmediği, hatta düşmanı olduğu tanrı ismini söyleyerek ezan okumak ve ibâdet etmek, Allahü teâlâyı gadaba getirir, düşmanlığa sebep olur.
Tanrı, mâbut demektir. Tapılan şeylerin hepsine tanrı denir. Allahü teâlânın ismi, Allahtır, tanrı değildir. Allahü teâlâdan başka tanrı yoktur. Bundan anlaşılıyor ki, Allahü teâlâya tanrı demeye izin yoktur. Yani tanrı demek günah olur. Allah ismini kullanmak istemeyip, bunun yerine, tanrı demek veya 99 isimden birini bile kullanmak istemek, çok büyük ve çirkin suç olur.
Tam İlmihâl - Seâdet-i Ebediyye
FIKRA......... KÂRLI TEKLİF
Salamon, gece alt kattaki dükkânından gelen tıkırtı üzerine, tabancasını alıp hırsızı suçüstü yakalar ve gürler:
- Eller yukarı!
Salamon’u çok iyi tanıyan hırsız kurnazca bir teklif yapar:
- Tabancana 500 dolar veririm.
- Peki, haydi satıyorum?
Hırsız tabancayı alıp Salamon’a doğrultur:
- Cebindeki anahtarı çıkar! Kasayı aç! 500 doları al! Güle güle harca!
Uluslararası Kamerî Aybaşları ve Hicrî Takvîm Birliği Kongresi 28 - 30 MAYIS 2016 / İSTANBUL - TÜRKİYE