Untitled Document

MAKALE............ BAYRAM HÂTIRALARI

Biz İstanbullu Rumlar için bir zamanlar Ramazanın ayrı bir yeri vardı. Şüphesiz, Hıristiyan olarak oruç tutmuyorduk ama, komşularımız davet etti mi iftar sofralarını kaçırmazdık. O ne güzel yemekler, o ne güzel sohbetler...
Çocukluğumda, delikanlılığımın ilk yıllarında, “evin erkeği” olarak her gün fırına gidip sıcak Ramazan pidesi almak benim görevimdi. Tabii eve gidinceye kadar bir bölümünü tüketirdim. Annemden azar işitir, ablalarımla kavga ederdim. Bayram yaklaştıkça da biz İstanbullu Rumları bile tatlı bir heyecan sarardı.
Öncelikle okul yoktu, işe gitmek yoktu. Biliyor musunuz, Rum öğrencilerin büyük bir avantajı var. Hem Hıristiyan hem Müslüman âlemlerin bayramlarında okulları tatildir. 
Çocukluk yıllarımda radyo, delikanlılığımda televizyonun “bayram özel programları”nı iple çekerdik... 
Herkes temiz pak giyinip sokağa çıkardı. Bayramlaşırdık. Giydiğimiz temiz gömleğin kollarını, kumaş pantolonun paçalarını sıvar, bildiğimizi okurduk. Top oynardık. Bayram olduğunu, her gün giriş katındaki evinin demir parmaklı penceresi arkasından, “Çıkıp şu topu alacağım!” yahut; “Sizin eviniz yok mu?” diye bağıran ihtiyar teyzenin o kutsal günlerde ses çıkarmamasından da anlıyorduk...
Atina’ya göçtükten sonra birkaç bayramı İstanbul’da geçirdim... 
Birkaç gün sonra bayram ve Atina’da yaşayan binlerce, onbinlerce Müslümanın hâlâ Bayram Namazı kılacağı bir câmisi yok. Müslümanlar, bayram namazını ya parklarda yahut ibâdethaneye dönüş-türülmüş apartman daire-lerinde kılacak.
Siz deyin 10, ben diyeyim 15 yıldır Atina’da câmi inşa edilecek diye duyuyorum, okuyorum ama daha göremedim. Parlamento iki kere câmi inşası için karar aldı ama gözle görünür hiçbir gelişme kaydedilmedi. 
AB üyesi Yunanistan, başkenti Atina’da hâlâ bir câminin olmamasıyla şüphesiz iftihar edemez. 
Yorgo Kırbaki 

 



Erkek: Gıyaseddin - Kız: Gülnaz - İftar Yemeği: Ezogelin çorbası, Izgara balık, Salata, Aşure.

 



Featured Image 01