TARİHÎ HİKÂYE................... NESLİNE İHÂNET
Yavuz Sultan Selim Hân, tebdil-i kıyâfetle çarşı pazar dolaşırken Kuşçular pazarına uğrar.
Sultan’ın gözü kekliklere ilişir. Bir grup kekliğin kafesinin üzerinde; “Tanesi 1 altın.” yazıyordu.
Yanı başlarında ise, kıymetli süslü bir kafeste bir keklik daha var ki; “Fiyatı 300 altın.” yazar.
Selim Hân satıcıya sorar:
- Bunun ötekilerinden farkı ne?
Kuşçu durumu şöyle izah eder:
- Efendi! Bu kuşların hepsi keklik kuşudur. Şu süslü kafesin içindeki de kekliktir. Fakat bu avcı kekliğidir.
- Avcı olunca ne olmuş?
- Avcı, bu kekliği kafesin içinde ava götürür. Av yerinde bir çalı dibine bırakır. Keklik başlar ötmeye. Ağlaması ve bağırmasıyla o kadar feryat figân eder ki, bu ağlayışına sesini duyan bütün arkadaşları yardım için koşarlar.
İşte bu esnada avcılar üzerine ağlarını atarlar ve kurtarmaya gelen diğer keklikleri avlarlar.
Padişah kendisini hiç belli etmeden, 300 altın verir, kuşu alır ve hemen oracıkta kafasını kesip atar! Kuşçu hayret ve dehşetle sorar:
- Ne yaptınız efendi?! Bu kadar para verip de aldığınız bu kuşu, niçin hemen telef ettiniz?..
Padişah kendisini tanıtır ve der ki:
“Bu kuş kendi nesline ve kendi ırkına ihânet eden, arkadaşlarını avcılara yakalatmak için ağlama sesleri çıkararak, neslini zâlim avcılara yakalatan, soyuna ihânet eden bir kuştur ve bu ihânetlerinin karşılığı da budur!”
ZEKÂ BULMACASI.........ZAMAN HESABI
100 işçi 100 m duvarı 100 günde örerse, 10 işçi 10 günde ne kadar duvar örer? (Cevabı yarın)
GÜNÜN TARİHİ........ SIRPSINDIĞI ZAFERİ
Türkler, Rumeli’ye geçince Balkan milletlerinin tertip ettiği ilk Haçlı Ordusu ile 25 Ocak 1364 yılında Edirne Sırpsındığı’nda karşılaştılar. Hacı İlbey kumandasındaki askerlerimizin, bir gece baskını ile, haçlı askerleri, karanlıkta birbirlerini kırıp geçirdi. Bir kısmı da kurtuluşu firarda bulup kaçtı. Hacı İlbey 10 bin kişi ile 40 bin kişilik düşmanı perişan etti. Sırpsındığı Zaferi’nden sonra Türkler, Balkanlarda ilerlemeye devam ettiler.